Türkiye, ekonomiyi unuttu, siyaset konuşuyor. Dünyada ise ABD ekonomisinin ikinci bir dip yapıp yapmayacağı tartışılıyor. Bizde işler yolunda mı? Bu soruyu beş ay önce IMF yanıtladı. Yayınladığı 19 maddelik raporunda; "Hem iç piyasa hareketliliğini koruyacak rezerviniz var. Hem de dış piyasadaki daralmalara karşı kamu kaynağınız mevcut. Ancak bunu artırmanız ve korumanız gerekli" dedi. Koca IMF, "Döviz kuruna dikat edin. Kamu maliyesinde temkinli olun!" mesajı verdi.
Açık açık, "Belinizi sıkacak kemerimiz hazır" diyor... Biz ise ele avuca sığmıyoruz. Ekonomide yapısal sorunlarımız var, konjonktürel problemimiz yok. Yıllarca çok katı IMF programları uyguladık. Kemer sıktık... Belimiz inceldi, imanımız gevredi. Dolayısıyla son küresel krize daha hazırlıklı girdik. Gerçi, "Mali Kural" çıkmadı, Resmi Gazete'de "Orta Vadeli Program" yayımlanmadı, yola devam ediyoruz... İşsizliği çözemedik, başta enflasyon olmak üzere, veriler, güzel.
Yine de, bu tablo bize yetmiyor.
***
Çünkü
dünya ekonomisinde eksen kaydı.
Ekonomide
referans değişti. Bugüne kadar
ABD ve AB diye bildiğimiz adreslerin yanına
Çin ve Hindistan'ın başı çektiği Asya da eklendi. Körfez'i de yabana atmayalım. Asya'da fazla demokrasi yok, fakat enerji bol. Herşeye 'evet' diyen bir halk, ucuz işgücü ve üretim var. AB'de ise üretim gücü yüksek. Siyasi misyon rasyonel, kurumlar güçlü. Çözüm üretme yeteneğine sahip, fakat bunu eşgüdümle yapma potansiyeli yok.
Dünyanın jandarmalığına soyunmuş
ABD ise 7.5 yılda işgal ettiği Irak'tan elini değil, askerini çekti. Afganistan'dan da çekileceğini açıkladı. Başkan Obama, ekonomik sorunları çözme peşinde. Yüksek bütçeli askeri harcama ve
13 trilyon dolara dayanmış borç, Obama'ya nefes aldırmıyor.
Kafalar karışık.
Nobel ödüllü
Paul Krugman gibi iktisatçılar, bastırıyor:
"İlkinden daha da büyük olması gereken ikinci paketi bir an önce açalım" diyor. Çoğu ekonomist ise buna karşı,
"Kamuda bu kadar genişleme tehlikeli. En az kayıpla kamuyu sağlam tutalım. Özel sektörde kalan sağlar bizimdir" ısrarını sürdürüyor.
ABD'nin önünde iki seçenek var. Ya, yeni bir paket açıklayacak, yani para basacak. Ya da, pek çok şirketin batışını izleyecek.
***
Para basmak kolay mı?
ABD, parayı basarsa
"rezerv para" olan doların değeri düşer. Çin gibi rezerv para olarak doları tercih eden ülkeler, durumdan rahatsız olur. Para basmak bu ülkelerin ellerindeki varlıklara dönük tehdit demektir. Her koşulda
güvenilir para dolar sorgulanır!.. Yatırım için güvenli liman arayan yatırımcı ise altına koşar. Altın fyatları uçtu, gitti. Ne olacağını kestirmek de pek mümkün değil.
Acaba ABD bu riski göze alır mı? Çünkü paranın hükmünün kaybolduğu an iki şeyin hükmü geçer, altın ve mermi.
Kurşun parayı deler...