Wall Street Journal'ın Türkiye muhabiri Joe Parkinson, 17 Eylül'de yazmış. İran'a yaptırımların Türkiye ile ikili ticareti olumsuz etkilediğini söylüyor.
"İstanbul Kimyevi Maddeler İhracatçıları Birliği verilerine göre, Türkiye'nin tek petrol rafinerisi Tüpraş, ağustosta İran'a benzin ihraç etmemiş. Temmuzda 35 bin 900 ton ihracat yapmış. Yasağa uyan Tüpraş, yaptırımlar rejimi kapsamında cezaya tabi olmaz" diyor.
Bu veri "ticari sır" değil mi?
Türk gazetecilere yasak diye verilmeyen bilgi yabancı gazetecilere pat diye sunuluyor. Tüpraş'ın mayıstan bu yana Akdeniz Kimyevi Maddeler İhracatçılar Birliği'ne kayıtlı olduğu ise gözden kaçıyor...
***
ABD kararlı. Yasak kapsamına giren malzemeleri üreten şirketleri ve üretimi gümrükler üzerinden takip ediyor.
Şirketlerimiz ise İran'a mal satıyor.
Kırmızı çizgideyiz. Henüz
yaptırımlar kapsamında cezaya tabi olan Türk şirketi yok!..
Bölgesel liderliğe soyunmuş bir ülke olarak rakibimiz İran'la ciddi bir ticari ortaklığımız yok. Siyasi olarak bu ülkeyle ortak bir yol haritamız da mevcut değil.
Yılsonunda ihracatımız 2.5 milyar doları bulacak. Petrol ithalatımız 10 milyar doları geçiyor. Dış ticaretimiz açık veriyor. O halde biz, İran'ın arkasında niye bu kadar çok duruyoruz?
Sebep, maddi mi, manevi mi?
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu yanıt vermeli!..