Türkiye'de 22 milyon insan çalışıyor. İşgücüne katılım oranı çok düşük, yüzde 50'nin altında. 6 milyon esnafımız, 3 milyon kamu çalışanımız var. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, ücretlilerin sayısı 13 milyon. Bunun 2 milyonu memur!.. 2 milyonu kayıt dışı çalışan!..
Geri kalan 9 milyon ücretli ise Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) çatısı altında... İşte bu 9 milyon ücretlinin 4.5 milyonu her aralıkta nefesini tutup, bir sonraki yıl alacağı ücretle ilgili Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun kararını bekliyor. Komisyon deyip geçmeyin! Kadro kalabalık. 5'i işveren, 5'i işçi, 5'i de hükümet temsilcisi olmak üzere 15 kişiden oluşuyor.
Asgari ücret bir sözleşme. Burada hükümet temsilcilerinin işi ne?
Kamu, 4857 sayılı İş Yasası'na bağlı olarak 500 bin kamu çalışanı adına pazarlık yapıyor. Ayrıca işçi-işveren temsilcileri arasında da arabulucu... Özel sektör adına işverenleri Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) temsil ediyor.
İşçilerin temsili ise hiç ama hiç demokratik değil. Üye sayısı baz alındığı için, en çok işçi, hangi sendikaya üyeyse, o işçi sendikası masaya oturuyor. Sonuçta 300 bin üyesi olan Türk-İş pazarlıkları yürütüyor.
İki işçi sendikası DİSK ve Hak-İş'in esamisi okunmuyor.