Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİHA OKUR

Babacan: Biz her şeyin farkındayız

Kaliteli demokrasi... Kaliteli ekonomi... Kaliteli sivil toplumculuk... İyi kurumsal yönetişim... Bu paketin tümü "siyasi istikrar demeti" demek.
10 yılın sonunda AK Parti Hükümeti anladı ki, yüzde 8 büyüsen de en iyi bankacılık sistemini kursan da hane halkının borçluluk oranını sıfırlasan da ülkenin notu artmıyor. Demek ki ortada büyük eksiklik var.
Bu eksikliğin adı, yönetişim yani demokrasi açığı.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da bunu en iyi gören politikacılardan biri. Babacan, Bursa Valiliği, Capital ve Ekonomist dergilerinin ortaklaşa düzenlediği ve Türkiye'nin Davos'u olarak niteledikleri, bu yıl ilki yapılan 'Uludağ Ekonomi Zirvesi'nde, demokrasi açığını öne çıkaran öyle bir konuşma yaptı ki, uzun süre gündeme damga vuracak.

***

Global kriz, AB'nin durumu, yükselen Asya pazarı ve Türkiye. 2013 ve sonrasında yapılması gerekenler... Hepsini bir bir sıraladı. Ama ekonomiyi "doğrudan değil ama ilgilendiriyor" diyerek, altını çizdiği "yargı ve eğitim" konusunda söyledikleri, öylesine çarpıcıydı ki, ekonomi yazmaya ve konuşmaya gerek kalmadı. Sanki Türkiye'yi dışarıdan gözlüyor. Objektif, ideolojik içerikten uzak bir üslupla konuşuyor.
Babacan'ın bir özelliği var; sakin güç.
Meclis'te vekiller birbirini yumrukluyor, ortalık birbirine giriyor. Babacan, herkesi sağduyuya davet ediyor. Özlediğimiz politikacı tavrı.
İşte yargıyla ilgili sözleri.
"Türkiye'de gerçek anlamda hukuk devleti olmadıkça birinci sınıf ekonomi olmaz" diyor. "İnsanlar uzun süre tutuklu kalıyor. Hapishanelerdeki 140 bin tutuklu ve hükümlünün büyük bölümü tutuklu. Aile dramları yaşanıyor. Hayatlar kararıyor" diye adeta isyan ediyor.
Sonra, "Biz iktidarımızın 8-9 yılında savcı ve hâkim sayısını artıramadık. Yargı bizi engelledi. Şimdi Adalet Bakanlığı bir yasa tasarısı hazırlıyor. İstanbul'da Tahkim Merkezi'ni kuruyoruz" diye konuşuyor.
Şaşırıyorum.
***

Geciken adalet adalet değil. 100'e yakın gazeteci arkadaşım tutuklu. Müyesser Yıldız tek başına hücrede. Kuş, kedi gönderilsin diyorlar. Annesi hasta, oğlu yalnız. Babacan'a, "Müyesser'e kedi mi gitmeli? Müyesser kediye mi gitmeli?" diye soruyorum. "Bizim kabinede neler konuştuğumuzu bir bilseniz! Her şeyin farkındayız. Adım adım gidiyoruz" yanıtını veriyor. Acaba bu konuşma siyasi şirinlik mi, yoksa samimiyet mi?
Samimiyete inanıyorum.
Babacan bir de müjde veriyor!
"Üç ay önce Davos'un patronu aradı. 'AB, Ortadoğu, Kuzey Afrika'yı da içine alacak bir Davos'u Türkiye'de yapmak istiyoruz' dedi. Haziran başında İstanbul'da yapılacak. Bölgesel jeopolitik konuşulacak. Umarım Uludağ Ekonomi Zirvesi de bundan yararlanır" diyor. Bursa Valisi Şahabettin Harput sonunda bir hayalini gerçekleştirdi. Bir fikir güç değildir, iki fikir, iki gücün birleşmesi demektir.
Demokrasi böyle güçleniyor.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA