Şu gerçeğin altını çizmekte yarar var: Hala AK Parti karşısında güçlü bir siyasi alternatif yok. Ama kayda değer girişim ve çabalar var. Bunlar ağırlıklı olarak merkezin solunda görülüyor. Merkezin sağında ise yeni çıkışlar, arayışlar görülse de AK Parti karşısında etkili olamayacakları anlaşılıyor.
Özellikle de merkez sağda DP ve Anavatan Partisi'nin Demirel, Hüsamettin Cindoruk ve Mesut Yılmaz üçlüsü gibi eski siyasilerin etki alanına girmesi bu tezi güçlendiriyor ve ister istemez dikkatleri sola çeviriyor.
Peki, solda ne oluyor?
Solda CHP'nin giderek "darbecilerle" el ele vermesi biraz olsun umutlanan ve değişim bekleyenlerde hayal kırıklığı yarattı.
Belki de bu hayal kırıklığı nedeniyle solun iki kesiminde yaşanan hareketlenme "Kime oy vereceğimi bilmiyorum" diyenlerin dikkatini çekiyor.
Bu açıdan ilk dikkat çeken isim Mustafa Sarıgül.
Sarıgül'ün "Türkiye Değişim Hareketi" adıyla parti kurması kim ne derse desin toplumun her kesiminde beklenenin üzerinde bir hareketlenme yarattı.
İkinci sırada ise SHP var. CHP'den dışlananlar, sosyal demokrat parti arayışı içinde olanlar hatta "solda birlik" düşüncesine kafa yoranlar, SHP Genel Başkanlığı'na Hüseyin Ergün'ün gelmesinden sonra umutlandılar.
Bu umutlanmada, elbette Ufuk Uras'ın ÖDP'den ayrılması ve DİSK eksenli 10 Aralık Hareketi'nin solun birleşmesine sıcak bakması da etkili oldu.

DP'liler Sarıgül'e yöneliyor
Hafta sonu Mustafa Sarıgül'ü Habertürk'te, Hüseyin Ergün'ü de Skytürk televizyonunda izledim. İkisinin de işi zor görünüyor.
Özellikle solun kafa karışıklığı yaşadığı bu süreçte "Yeni sol"u tarif etmek, solda ortak bir düşünce yaratmak hiç kolay değil.
Tabii Sarıgül'ün artıları fazla… Onun popülist yaklaşımı ve sokaktaki insanı yakalaması şansını arttırıyor. Ayrıca karşısında CHP gibi giderek solla ilişkisine duvar ören bir yapının varlığı da işini kolaylaştırıyor.
Daha önemlisi DP'nin eski siyasetçilerin eline geçmesi, Genç Parti'ye oy verenlerin umudunu yitirmesi Sarıgül'e ciddi bir yönelme olacağını gösteriyor.
Hatta bugünlerde DP ve merkez sağ çevreden Sarıgül'e ciddi bir katılım olacağı da siyaset kulislerinde konuşuluyor.
Gelelim SHP'nin geleceğine…

Sol Anahtarı bulunacak mı?
SHP Genel Başkanı Ergün'ün son çıkışları hem parti içinde hem de geniş sol çevrede ciddi bir tartışma yarattı.
Belki de bu tartışmayla sol, sıkıştırıldığı "Laik-Cumhuriyetçi" ideolojik eksenden, evrensel sosyal demokrat çizgiyle buluşacak "sol anahtarı" bulabilir.
Ancak yine de SHP etrafından şekillenecek "Yeni Sol"un performansı, SHP'den çok ÖDP'den ayrılanlarla 10 Aralık Hareketi ve dışarıda kalan sosyal demokratların tavrına bağlı.
Peki, solda sözünü ettiğimiz bu iki hareketin bir araya gelme olasılığı var mı? Ufukta bu anlamda bir ışık görünmüyor ama bu konuda siyaset kulislerinde şöyle bir anekdot anlatılıyor.
Sarışın güzel bir kadınla Einstein bir kokteylde sohbet ederken, kadın şöyle der:
"Üstat, biz evlensek ve doğacak çocuğumuz sizin zekanızı, benim de güzelliğimi alsa müthiş olmaz mı?"
Einstein, bu öneriye kısa bir cevap vermiş:
"Peki ya tersi olursa…"
Solda son durum bu… Kim öne geçer ve "Sol iktidar olur mu?" bilinmez ama görünen o ki, 2010 yılında Türkiye solunun adresi değişecek.