Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

Açılım, siyaseti ikiye böldü

Kürt açılımıyla ilgili tartışmalar inişli çıkışlı sürse de devam edecek gibi görünüyor. Eğer, büyük kırılmalar yaşanmazsa bu süreç en başta siyasi partilerde ciddi bir deprem yaratacak. Ve eski siyaseti temsil eden partiler yakın gelecekte ya olmayacaklar ya da çok küçülecekler.
Çünkü değişim ve açılım talebi partileri de kapsama alanındaki kitleleri de derinden etkiliyor.
Bu etkiler korkularla dizginlenmeye çalışılsa da tartışma sürüyor. Bu noktadan bakınca Türkiye'deki siyasi partiler ve siyasi aktörlerin durumu şöyle görünüyor.
Muhafazakâr Demokrat kesimi temsil eden AK Parti de, Milli Görüş çizgisindeki Saadet Partisi de bazı eleştirileri olmasına karşın sürece olumlu bakıyor.
O çevrenin aydınları, medyası ve kanaat önderleri için de aynı şeyi söylemek mümkün. En son Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş'un açılıma destek verip net tavrı koyması o cenahtaki çatlak sesleri de etkisiz kıldı.

Solda sert rüzgârlar

CHP'nin ne kadar sol olduğu tartışılsa da "sosyal demokrat" olduğunu söyleyen CHP yönetimi daha başından beri açılıma sıcak bakmadı ve sert biçimde karşı çıktı. Ancak parti içindeki farklı sesler de susmadı.
Uzun yıllar Baykal'la birlikte hareket eden Eşref Erdem, hükümetin arayışına destek vermek gerektiğini söyledi.
CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin ise bir adım ileri giderek çok net bir tavır koydu ve bir anlamda CHP içindeki sosyal demokratların namusunu kurtardı.
Tekin, açılımda izlenen yöntemi eleştirse de şu noktaları net söylüyordu:
"Bu tür açılımlara destek vermek gerekiyor. Kürt sorununu kim çözerse tarihe geçer."
Aslında CHP dışında kalmış ve neredeyse Türkiye'de sosyal demokrasi denilence akla gelen etkili isimlerin büyük çoğunluğu da "Kürt Açılımı"na destek verdi. Bunlar arasında Zülfü Livaneli, Celal Doğan, Tarhan Erdem, Erol Tuncer, Prof. Dr. Fuat Keymen, Fuat Atalay, Rıdvan Budak, Mehmet Moğultay ve 12 Aralık Hareketi'ni saymak mümkün. Tabii sürece en sıcak destek verenlerden biri de SHP ve Genel Başkanı Hüseyin Ergün oldu. Bu konuda orta yol izleyen parti ise DSP oldu. DSP Genel Başkanı Masum Türker açılıma başından beri olumlu baktı ve iktidarın tüm siyasi partilerle görüşmesi gerektiğini söyledi.

Merkez sağ bölündü

Geçmişte merkez sağ partiler olarak nitelenen bugün de varlıklarını sürdüren DP ve Anavatan Partisi'nde ise sola benzer bir durum var. 9. Cumhurbaşkanı Demirel başta olmak üzere "ulusalcı" çizgiye yakın merkez sağcılar açılıma karşı çıkarken, Anavatan Partisi Genel Başkanı Salih Uzun gibi Özal geleneğini sürdürmek isteyenler destek veriyor. ANAP Genel Başkanlığı da yapan ve bir dönem "AB'nin yolu Diyarbakır'dan geçer" diyen Rize Bağımsız Milletvekili Mesut Yılmaz da açılıma destek verenlerden. Yılmaz'ın şu sözleri önemli:
"Buna herkesin elinden gelen katkıyı vermesini söylüyorum."
Merkez sağın diğer aktörleri de ağırlıkla açılıma destek veriyor. Eski DP Genel Başkanı Süleyman Soylu, son DP kongresinde genel başkan adayı olan Mehmet Ali Bayar, Hasan Subaşı, Muhammet Çakmak, Lokman Kondakçı, Fethullah Gündüz bu isimlerden bazıları…
Siyaset sahnesine çıkan iki yeni isim daha var.
Abdüllatif Şener ve önümüzdeki günlerde partisini kuracağı beklenen Mustafa Sarıgül…
Şener, başlangıçta açılıma olumlu bakarken, şimdi sert eleştirilerde bulunarak farklı bir pozisyon aldı. Birçok konuda olduğu gibi yine net değil. Sarıgül'ün yakın çevresi ise şöyle diyor;
"Biz izliyoruz. Toplumun karşısına çözüm önerilerimizle çıkacağız."
Peki, açılım ulusalcıları nasıl etkiledi, cemaat ve tarikatlar açılıma nasıl bakıyor? Bu soruların cevabını da yarın ele alacağız.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA