Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

Dünyanın yeni merkezi: İstanbul

İstanbul sadece son iki ayda üç önemli etkinliğe ev sahipliği yaptı. IMF toplantısı, Dünya Su Formu ve Fashionable İstanbul... Tüm bunlar küresel çağın yeni bölgesel gücünün Türkiye, merkezinin de İstanbul olduğuna işaret ediyor.
Peki, İstanbul dünyanın "yeni merkez kenti" rolüne hazır mı?
İstanbul'un ulaşımda, altyapıda, depreme hazırlıkta ciddi sıkıntıları olduğu biliniyor. Son sel felaketiyle yaşadıklarımız da ortada...
Bu, işin bir yüzü... Öteki yüzünde ise İstanbul'u bugünkü noktaya getiren ve geleceğe taşıyan projeler ve yatırımlar var.
Artıları ve eksileriyle artık farklı bir İstanbul gerçeğiyle karşı karşıyayız. Başkan Topbaş'ın deyimiyle "Bu kent dünyayı yeniden etkiliyor daha da etkileyecek."
29 Mart seçimlerinin üzerinden yaklaşık 8 ay geçti. İkinci kez İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Kadir Topbaş'a ilk beş yılın başarılı olup olmadığını sordum.
Topbaş, görevde devamlılığın önemli olduğunu vurguluyor ve şöyle diyor:
"Lütfen dönüp 2004 seçimlerinden önce ve sonraki kayıtlara bir bakın. İstanbul'un durumu neydi? Doğru dürüst kongre salonu yoktu. O tarihte 'İstanbul'u kongreler kenti yapacağız, sağlık, spor, fuar, moda ve finans kenti yapacağız' dedik... Şimdi o noktaya geldik. Hepsi gerçekleşti. En son Fashionable İstanbul moda günlerine bakın. Dünyanın ünlü modacıları 'Her yıl burada olmak istiyoruz' diyorlar. İstanbul'a hayran kaldılar. Artık İstanbul dünyada önemli kararların alındığı bir kent haline geldi."
Gerçekten de İstanbul, son beş yılda adeta bir şantiyeye dönmüş durumda...
İki kıtayı birbirine bağlayan ve boğazın altından geçen raylı ve lastikli iki tünel çalışmaları sürüyor.
Aynı şekilde "7 Tepe 7 Tünel" projesi devrede. Metro devam ediyor, toplu taşımacılık açısından metrobüs bir ara çözüm modeli olarak dikkat çekiyor.
Kentsel dönüşüm projeleri ve dere ıslah çalışmaları da sürüyor.
Kısaca son 5 yılda İstanbul'a yapılan yatırımların miktarı eski parayla 25 katrilyonu geçiyor. Ama bunca yatırıma rağmen İstanbul hâlâ tartışmaların odağında bir kent olmaktan kurtulamıyor.
Alın Boğaz'a yapılacak üçüncü köprü konusunu... Başkan Topbaş bu konuda iddiayla İstanbullulara şöyle bir söz veriyor:
"Eğer siz yönetim olarak planları öngördüğünüz gibi gerçekleştiremiyor, kaçak yapılaşmaya mani olamıyorsanız, köprüyü bahane etmeye gerek yok."

"Diyarbakır isterse" korkusu...
Bir an için tüm bu yatırımların bittiği bir İstanbul'u düşünelim. Eminim bugünkünden daha güzel ve çekici olacak.
Topbaş'ın hayali de bu çekici kenti yaratmak:
"İstanbul dünyanın çok yakın takip ettiği gerçekten parlayan bir yıldız. Biz, Avrupa standartlarında konforlu, kent mimarisiyle dikkat çeken, kültür ve sanatın etkin olduğu, 24 saat yaşayan ve dünyayı etkileyen bir kent istiyoruz. Bunu da adım adım gerçekleştiriyoruz."
İşte bu noktada araya girip, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin uzun süredir ödeme güçlüğü çektiği ve çok borcu olduğu yolundaki haberleri soruyorum.
"Evet, borcumuz var, bütçemizle kıyasladığınızda çok büyük bir borç sayılmaz ama müteahhitlere biraz gecikmeli ödeme yapıyoruz. Borcu olan şirketlerimiz var. Bu gerçek. Ama kendi kaynaklarımızla bunları aşabilecek güçteyiz."
İstanbul'un sorunları da çok, olanakları da... Aslında diğer kentlerimizin durumu da İstanbul'dan pek farklı değil. Mesele bu olanakları iyi değerlendirip kentlerimizi yenileyerek daha yaşanabilir kılmak. Gördüğüm kadarıyla bunun yolu da "Yerel Yönetimler Reformu" yapmaktan geçiyor. Ama uzun yıllardır Türkiye bu işi yapmadı. İstanbul gibi kentler ne zaman biraz özerk olmak istese hep aynı gerekçe öne sürüldü: "Diyarbakır da isteyebilir..."
Artık, Türkiye'nin bu kompleksten kurtulmasının vakti geldi. Avrupa Yerel Yönetimler Sözleşmesi'nin bazı maddelerine çekince koyan Türkiye bir an önce bu reformu yapmalı.
Bu aynı zamanda Kürt meselesi gibi tartışılması bile gerilime yol açan bir sorunu aşmada yeni bir çözüm modeli olabilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA