Gezimizin ikinci durağı Pakistan'ın ikinci büyük şehri Lahor... İslamabad'dan otomobille 4 saatte Lahor'a gidiyoruz. Lahor, Pencap eyaletinin başkenti. AK Parti Milletvekili Burhan Kayatürk'ün öğrencilik yıllarının geçtiği bu kentte bizi Eyalet Başbakanı Muhammed Şahbaz Şerif karşılıyor. Evinde, öğle yemeğinde ağırlanıyoruz. Pencap eyaleti, Pakistan'ın yüzde 60'ı demek. Nüfusu 90 milyona yakın.
Türkiye'ye karşı özel sevgisi var Başbakan Şerif'in. Sık sık Türkiye'ye gelip giden biri. Ayrılırken şöyle diyor: "Ülkelerimizin dostluğu eskiye dayanıyor ama bu dostluğun gereği yapılmamış. Şimdi her alanda eğitimden, yerel yönetime çok güçlü ilişkiler kuruyoruz. Ayrıca ticari ilişkileri de geliştirmek istiyoruz."
Şehri dolaşıyoruz. Dünyanın en büyük ikinci camisi Padişah Camisi, Lahor Kalesi etkileyici, yerel yemeklerin yapıldığı Food Street caddesi ise çok renkli ve coşkulu. Nüfusu 13 milyon civarında olan bu şehirde üç şey şaşırtıyor beni; bol ağaçlı ve temiz caddeleri ve insanı büyüleyen devasa parklar.
Bir de bazı caddelerde gördüğüm İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş afişleri... Onun nedenini çok sürmeden öğreniyorum. Topbaş iki hafta önce Lahor'daymış. Şehre "metrobüs" hattı yapılıyor. Bir de mobese sistemi. İkisinin de projesini İstanbul Büyükşehir Belediyesi yapıyor.
Anlayacağınız İstanbul Lahor'a ilham veriyor. Keşke Lahor'un o devası parkları da İstanbul'a ilham verse. Bir akşamüstü 120 bin dönümlük Race Lourse parkına gidiyoruz. Uçsuz bucaksız bir park. Buna içinde yer alan Polo ve Golf sahaları dahil değil. Nasıl bir kalabalık anlatamam... Öbek öbek çiçek blokları o kalabalığa rağmen renkliliğini ve canlılığını koruyor. İnsanlar sere serpe yeşilliklerin keyfini çıkartıyor. İstanbul'da böyle alanlar niye yok? Başkan Topbaş'ın ne cevap vereceğini merak ediyorum.