Ülkemizin son on yılı maalesef "katsayı" diye ifade edilen anlamsız bir tartışmaya kurban edildi. Gerek karşı olanlar gerekse taraf olanlar bu konunun eğitim sisteminde yarattığı tahribatı umursamadan, sürekli yapay bir tartışma ortamı yarattı. Gelinen nokta ortada. Nefesler tutuldu, sınava girecek binlerce öğrenci ve aileleri 17 Aralık'ta alınacak katsayı kararını bekliyor.
Konuyu, kendisini eğitime adamış, eğitimden başka uğraşı olmadığını söyleyen Uğur Eğitim Kurumları, Bahçeşehir Okulları ve Bahçeşehir Üniversitesi Yönetim Kurulu Başkanı Enver Yücel'e sordum.
Yücel, "Düşünün, eğitim gibi önemli bir konuda alınan kararların çok iyi düşünülmesi gerekirken, çok hızlı ve toplumun geleceğini düşünmeden karar alabiliyoruz. İşte 1999'da alınan kararın amacı mesleki eğitimi geliştirmek ve özendirmek olmasına rağmen, bu kararı alan kurullar bilimsel araştırma yapmamış veya o kararın gelecekte yaratacağı sonuçları tam hesaplayamamışlardır. Sonuç ortada. Acaba amaçlananla sonuç aynı mı yoksa farklı mı? Kendimize sormamız gereken soru bu. Eğer 1999'da toplumun geniş katılımı ve bilim adamlarının görüşleri alınsaydı şu problemleri hiç yaşamayacaktık" açıklamasında bulundu.
Meslek lisesi ve genel lise ayrımı
Enver Yücel, eğitimin en önemli sorunu olan katsayı ve meslek liselerinin, dünyaya bakıldığında mesleki eğitimin önemini ve değerini daha iyi anlayabileceğimize vurgu yapıyor.
Yücel "Kıta Avrupasında mesleki eğitim küçük yaşlarda planlanan ve geliştirilen bir eğitim alanı iken, özellikle Uzakdoğu'daki devletlerin öncelik verdikleri konu eğitim üzerindeki mesleki tasarım ve alanlarıdır. Ancak hepsinde ortak olan iki kavram ise küçük yaşta ders başarısına göre değil, yeteneklerine göre yönlendirme ve üniversite girişlerinde bir kısıtlama ile karşılaşılmamasıdır. Bizde ise durum tamamen farklı. Dünyada hiçbir ülkede üniversiteye giriş sisteminde meslek lisesi-genel lise ayrımı yokken, bizde olması, eğitime vurulan bir darbedir. Kaldı ki bu kararların bilim adamlarınca alınması gerekirken, anlık ve bilimsel araştırmalar olmaksızın alınması daha da ilginçtir.
İşte bu noktada bir eğitimci olarak katsayı şartının eğitim sisteminden bir an önce çıkarılmasını ve sisteme daha fazla zarar verilmemesini sağlamak gerekiyor. Bu sorunun tek çözümü olarak 'Ağırlıklı Orta Öğretim Başarı Puanı'nı en asgari seviyeye çekmek ya da yasanın 45. maddesini değiştirmeyi görüyorum. Sınavlara az zaman kaldı. Öğrencilerin psikolojisi bozuldu. Sorunun bir an önce çözülmesi gerekir" açıklamasıyla sözlerine son verdi.
