Baştan söyleyeyim. Bu bir ekonomi yazısı değil. Çünkü bu işin ekonomi temelli bir dayanağı yok. Bu ülke ne ekonomik krizler ne darbeler gördü. Şimdiye kadar hiçbir bakanın bu kadar uzun süre kişisel saldırıya uğradığına şahit olmadık. 3 yılı aşkın süredir Berat Albayrak üzerinde sistemli bir karalama kampanyası yürütülüyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı döneminde de Hazine ve Maliye Bakanlığı döneminde de attığı her adımın önünden, arkasından farklı algı oluşturmaya çalışan çevreler gördük. Bunlar ne memleket sevdalıları tarafından ülkeye hizmet adına söylenmiş yapıcı eleştirilerdi ne de ekonomik temellere dayanıyordu. Maalesef... Sözlerinden ailesine, her biri hukukun meselesi olması gereken saldırılar. Kişisel saldırılar bakanlıktan ayrıldığından beri de devam ediyor. Varlığı bir dertti bazıları için, yokluğu daha da dert oldu.

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Neden mi bu saldırılar? Bakın 15 Temmuz fotoğraflarına Albayrak nerede? Bakın enerjide bağımsızlıktan kim söz edip yerli gemileri Mavi Vatan'a gönderme projesini yürütmüş? Bakın IMF'ye el açmayıp kim ekonomik bağımsızlıktan söz etmiş? Üretimde yerli ve milli olmaktan kim bahsetmiş? Bu fotoğraflara bakınca Albayrak'ın nerede olduğunu görüyorsunuz. Fotoğrafta asıl amacın ülkenin liderine saldırmak olduğu da açıkça görünüyor. Diğer fotoğrafta ise bu ülkenin cesur, özgüvenli, oyunu ülkesi lehine değiştirmeyi kafasına koyanlara saldıranlar var.
Ana muhalefet partisi, pandeminin tahribatını azaltmak için hangi önerileri sundu? Yıpratma politikası dışında bugüne kadar ekonominin daha iyi olması için ne önerdi? Bugün de maalesef amacı üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek... Parti tabanında terör ve taciz tepkileri yükselince gündemi değiştirmek için Albayrak'ı aramaya başladılar. Bekleseler bir hafta sonra Albayrak zaten gündemde olacaktı. Çünkü büyük ihtimalle 1 Mart günü Türkiye, onun yönettiği pandemi döneminde dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi ilan edilecek.
Bu bir ekonomi yazısı olmadığı gibi, bu bir savunma yazısı da değil. Olsa olsa bunca yıl ekonomi ve siyaseti takip eden bir gazeteci olarak vicdani olarak hakkı teslim etmek gerektiğini gösterme çabası... Şahsen Albayrak'ın savunmaya ihtiyacı olduğunu da düşünmüyorum. Pandemi döneminde dünyanın en hızlı büyüyen iki ekonomisinden biri olmasını sağlayan; ikisinin bir arada olmayacağını iddia edenlere inat hem sanayide dünya ortalamalarının üzerinde hem inşaatta yılı rekorla kapatan; kamu ve hanehalkı borcunun GSYH'ye oranı dünya ortalamalarının çok daha gerisinde; AB ülkelerinin bile tutturamadığı Maastricht kriterlerini hala sürdürebilen; aldığı önlem ve verdiği desteklerle milyonlarca insanı işsizlikten, binlerce şirketi kapanmaktan kurtaran; zarar yazacağı iddia edilen kamu bankalarına kâr rekorları kırdıran bir ülke ekonomisinin kaptanının savunmaya ihtiyacı yoktur.
Sözün özü Ziya Paşa'nın şu cümlesinde gizli: "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde"