Kura çekildiği gün söyledim. Beşiktaş, Metalist Kharkiv karşısında elenir. Ne yazık ki yanılmadım. Transferleri eleştirenleri alnını karışlamakla tehdit eden Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören, herhalde Papa Gueye'yi izleyince Zapotocny ve Sivok'un ikisinin 9 milyon 250 bin euro etmeyeceğini görmüştür. Çünkü Gueye sadece 300 bin euro karşılığında alınmıştı. Beşiktaş'ın muhteşem savunmasını dağıtan ve iki gol atan Jackson'ı biz İngiltere Premier Ligi (!) gibi üst düzey lig olduğumuz için göremiyoruz. Açılışı 14 milyon euroluk Güiza ile yapıyoruz. Ama küçümsediğimiz Ukraynalı gidip 500 bin euroya Getafe'den Jackson'ı kapıyor ve adını gruplara yazdırıyor.
Fenerbahçe geçen sezon çeyrek final oynayınca kendimizi dev aynasında gördük. İşte Avrupa'da Fenerbahçe iki maç bir puan, Beşiktaş ve Kayserispor erkenden elendi. Kala kala bir Galatasaray. O da, yanlış transfer zamanlaması ve yanlış oyuncu seçimleri nedeniyle Şampiyonlar Ligi'ne 3. ön elemede el sallamış.

TOPYEKÜN ÇÖKÜŞ YAŞANIYOR
Türkiye Fatih Terim ve Mustafa Denizli'nin ardından antrenör çıkaramamıştır. Futbolumuz bu iki isimden başka lider de yaratamamıştır. Kura çekildiğinde Kadıköy'de Türk finalinden aşağısı kurtarmaz diyerek mangalda kül bırakmayan yöneticilerin çöküşüdür, bu. Lig şampiyonluğunun Şampiyonlar Ligi için bir teferruat olduğunu hala göremeyenlerin çöküşüdür, bu.
Gidip parayı bir oyuncuya gömüp, takımın efsanelerini iki kuruş yüzünden kaybeden, "Ben transferden, stattan, yöneticilikten, forma satışından anlarım" diyen yöneticilerin çöküşüdür, bu.
En kötüsü kendini üst düzey gören ama dünyada milli takımı olmasa fark edilemeyecek bir ligin çöküşüdür, bu.
Gitmesi gerekenlerin kaldığı, kalması gerekenlerin gittiği bir ligdir bu!