Geçen hafta Inter Teknik Direktörü Jose Mourinho ve Manchester United'ın başarılı defans oyuncusu Rio Ferdinand'ın açıklamalarını okuduktan sonra acı acı gülümsedim. Portekizli Jose Mourinho'ya vatandaşı Cristiano Ronaldo'nun Ballon d'Or (Altın Top) ödülünü alması konusunda görüşleri soruldu. Sivri dilli Mourinho, "Cristiano'yu övmeyeceğim. Çünkü o ödülü benim oyuncularımdan birisinin almasını tercih ederdim" dedi. Ya Rio Ferdinand'ın söyledikleri:
"20'li yaşlarımın başında Manchester United'tan nefret ederdim. O dönemde bütün kupaları kazanırlardı, çünkü. Hatta bir taraftar, 'Man.United'ta oynamak istersin değil mi?' diye sorduğunda 'Asla o takıma gitmem' demiştim".
Şimdi düşünelim. Fatih Terim, Fiorentina'da ya da Milan'da çalışırken Fenerbahçeli bir oyuncu hakkında Mourinho benzeri bir açıklamada bulunsaydı neler olurdu? Getirdiği bunca başarıya rağmen aldığı maaşı dilimize pelesenk etmedik mi? Böyle bir şey deseydi başına neler gelirdi anlatmak güç.

EMRE ÖYLE KONUŞSA...
Ya Rio Ferdinand'ın yerine Emre'yi koysak. Denizlispor deplasmanında attığı muhteşem golle galibiyeti getiren Fenerbahçeli oyuncu, "Ben aslında Fenerbahçe'den nefret ederdim. Hasta Galatasaraylıydım. Onlar yenildiğinde çok mutlu olurdum"
şeklinde konuşsaydı. Başta başkan Aziz Yıldırım olmak üzere taraftar tarafından ipe çekilirdi.
Mustafa Denizli'nin Beşiktaşlılığını tartışıp her ay başında kulüpten tıkır tıkır paralarını alanlar, takım şampiyon olursa ne diyecekler? Ya da hayatını teknik direktör olarak kazanan onlar olsaydı, ömür boyu bir takımda mı çalışırlardı? Ya da Denizli hayatını nasıl kazanmalıydı?
Artık değişen dünyada insanların samimi düşüncelerini spekülasyon yapıp saldırmamalıyız. Ve samimi olarak konuşanlara sahip çıkıp yerin dibine sokmamalıyız. Yoksa sözlerimiz gibi futbolumuz da goy goyla devam eder.