Türkiye'nin en iyi haber sitesi
AYŞE ÖZYILMAZEL

Biz kimiz ki?

Hadi canım!
Bu bir dizi setinden kare mi?
Şaka mı?
Hadi oradan!
Biri gerçeği söylesin artık! "Kandırdııık, kandırdııık" desin, hep beraber gülelim.
Yapma ya! Gerçek mi?
Bu kız aklını mı kaçırdı?
Yılın en uyumsuz çifti olarak gözü kapalı onları seçeriz değil mi?
Şarkıcı Zeynep Casalini ve sürpriz bir şekilde evlendiği Bodrumlu restoran sahibi Tahsin Berk'ten bahsediyorum.
Bu hafta nereye gitsem, kimi görsem, hangi masaya otursam referandumdan çok bu evlilik konuşuldu.
Aslında konuşulmadı resmen dalga geçildi.
Bir fotoğrafa bakıp da ne kolay değerlendiriyoruz insanları. Nasıl da acımazsızca yargılayabiliyoruz. Paha biçiyoruz.
Peki bu hakkı bize kim verdi?
Bir bıyık, bir omuzlardan dökülen mavi ceket, bir kırmızı üstüne beyaz puantiyeli kravat mıdır bizi anlatan? O kadar mıyız yani?
Topla çıkar o kadarcık mıdır gerçeğimiz?
İşte biz böyleyiz maalesef.
Bir boy farkına mağlup ederiz duyguları.
Kılık kıyafet yeter o kişiyi eğreti görmeye, damgalamaya.
Evlilik mantık kurumudur ya. Evlilik şirkettir ya. Saçından kaşına ayakkabına, boyuna, yaşam biçimine kadar uymazsan, uydurulmazsan kınanırsın başka gözlerce.
Şirket mirket anlamayanlar için ne ağır bir yüktür bu.
Nerelerden geçtiğini, hangi yola sapmak istediğini, o adamın ya da kadının senin hangi eksiklerini tamamladığını, sana neler hissettirdiğini sormazlar sana.
Neden sevdiğini, nesini sevdiğini, yanında kendini nasıl da iyi hissettiğini kimse merak etmez.
Fotoğrafta uymayanlar ruhta da uyamaz onlar için.
Onlar ki ne çerçeveler çizdiler kendilerine.
Onlar ki ne biçim uydurdular 'doğru' eşleri kendilerine. Onlar zaten hep uygun davrandılar. - meli ve de- malı insanlardı onlar. Kafiyesiz şiir yazamadılar.
Peki sorarım size sevgili okurlar; onlar ne kadar mutlular? Siz ne kadar mutlusunuz?
Çevrem mutsuzluktan kırılan, içleri parça parça, dışarıya en hit parça gibi davrananlarla doluyken.
Önüm arkam sağım solumda kıvranan, gerçeklerini kaybetmiş, belki de hiç aramamış ama şakşaklandılar mı gülücük dağıtmış yüzlercesi varken kimse beni yemesin.
Evet! Zeynep Casalini ve kocası fotoğrafta belki bir parodi gibi durabilir. Görüntü kârlıdır, yayın bulanıktır size göre.
Fakat alıcınızın ayarıyla oynamayın! Bu kez oynamayın ve bir de o taraftan bakın.
Sonra bir de kendinize bakın. Ne ideal durumlardan nasıl da yara bere içinde çıktınız. Ne 'mükemmel' eşlere denizler kadar gözyaşı döktünüz.
Ne 'beklenmedik' darbeler aldınız. Şaşırdınız, elleriniz bomboş yüreğinizde bir sızı kaldınız.
Çünkü hep 'ideal' tarif edilen aslında sizin için 'ideal' olmayanı, olamayacak olanı oldurmaya çalıştınız.
Haydi söyleyin hiç yakmadı mı sizin canınızı önyargılar? Hiç anlaşılamadığınızı, haksızca eleştirildiğinizi hissetmediniz mi?
Avaz avaz bağırıp da sesinizi duyuramadığınız olmadı mı hiç?
Peki neden aynı muameleyi başkasına çekerken bir saniye bile düşünmüyorsunuz.
Dalga geçmek kolay, yermek kolay, layık bulmamak kolay. Hadi yapalım, sabaha kadar yapalım, köpürtelim.
Ama o eleştirdiklerimizin pabucunu giymek zor değil mi? Sıkıysa onu yapalım birkaç dakikalığına.
Kimin kime, kimin neye layık olup olmadığını söyleme hakkını bize kim verdi?
Biz kimiz ki?
Biz neyiz ki?
Biz kendimizi hangi tepeye konuşlandırdık ki konuşuyoruz.
Biraz susmak lazım.
Hele hayatın bize ne sürprizler hazırladığını bilmezken.
Bence susmak lazım.
Zeynep'e mutluluklar dilerim. İster bir ömür sürsün, isterse üç ayda bitsin. Bu yol onun yolu.
Susmak lazım.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA