Türkiye'nin en iyi haber sitesi
FERHAT ÜNLÜ

‘Şaşırtıcı’ FETÖ gerçekleri

Albert Einstein'ın -72. doğum gününü kutladığı gecenin sonunda çekilmiş- 'dilini çıkardığı' meşhur fotoğrafı bana; bir fizik dâhisi ve artık ölüme yaklaşmış bir ihtiyar olsa da insanın çocuksu şaşırma güdüsüne ihtiyacı olduğunu düşündürmüştür hep.

Şaşırma güdümüzü ve giderek şaşırmaya olan ihtiyacımızı yitirirsek yaşama ve savaşma gücümüzü büyük ölçüde kaybederiz. Tam da bu yüzden yıllardır üzerine çalıştığım Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) şeytanlıkları konusunda şaşırma eşiğimiz ne kadar yükselse de örgütün bizi şaşırtan yönlerini keşfetmeyi sürdürmenin bu hayati mücadele için zorunlu olduğuna inanıyorum.

Açıkçası bu konuda bir yokluk da çekmiyoruz! Son şaşırtıcı gelişme, 16 Temmuz 2016'da yakalanıp serbest bırakıldıktan hemen sonra aranmaya başlanan TSK imamı Adil Öksüz'ü arama ekibinin başındaki polis müdürünün de FETÖ'cü çıkmasıydı.

Konuyu, farklı kaynaklardan araştırdım ve beni epey 'şaşırtan' önemli bilgi ve belgeler edindim. Üç Boyutlu Portre'de bu hafta bunları paylaşacağım. Bir bilgi güncellemesi yaparak vira bismillah diyelim: HTS (Historical Traffic Search) ve baz istasyon kayıtlarına göre Adil Öksüz'ün son görüldüğü tarih 21 Temmuz 2016 ve son görüldüğü yer de İstanbul Ataşehir idi.

ÖKSÜZ OCAK 2017'DE İSTANBUL'DAYDI

Elektronik istihbarat delilleriyle desteklenmemekle birlikte son polisiye bulgulara göre Öksüz'ün nihai görülme zamanı ve yerini Ocak 2017, İstanbul olarak güncellemek gerekiyor. Bu bilgi, Öksüz'ün 'taze fasulye' sevdiğini tespit edecek kadar hakkında istihbarat toplamış, ancak FETÖ tarafından korunduğu için onu yakalayamamış Öksüz'ü arama ekibinin ulaştığı bir bilgi. Ekibin başında FETÖ'cü polis müdürü Ercan Özoğluöz vardı. Öksüz bu sayede içeriden sürekli bilgi alıyordu. Bununla birlikte bahse konu sızıntı, ekibin tamamının özverili çalışmasını görmezden gelmemizi gerektirmez.

Şimdi gelelim Özoğluöz ile ilgili yeni bilgilere… Bu şahıs, 20 Ağustos 2013 tarihinde, yani devletin Emniyet'teki FETÖ'cüleri görevlerinden almaya veya sürmeye başladığı 17-25 Aralık (2013) sürecinden hemen önce Sakarya'da Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne (KOM), müdür yardımcısı olarak atanıyor. Sonra Paralel Yapı ile ilişkisi anlaşılınca 15 Ağustos 2014'te KOM'dan sürülüyor ve Olay Yeri İnceleme Şube Müdürü olarak tayin ediliyor. Sonra ne hikmetse bu kez terfi ederek KOM Şube Müdürlüğü'ne atanıyor. Yani FETÖ, darbe hazırlığına ordu içinde başladığı dönemlerde Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde öğretim görevlisi olan TSK imamının bulunduğu şehre onu koruyacak üçüncü sınıf emniyet müdürünü atamayı her nasılsa beceriyor.

Ve bu adam 15 Temmuz'dan sonra uzun bir süre -2017 Nisan ayına kadar- görevine devam ediyor. Bu süreçte Sakarya Emniyet Müdürü olan Eyüp Pınarbaşı, Ercan Özoğluöz'ü görevden almak için epey çaba gösteriyor (1 Mart 2017'de bununla ilgili bir yazı da yazıyor) ancak bu çabalarından sonuç alamıyor.

Son olarak çareyi Özoğluöz'ün Sakarya emniyeti binasına girmemesi yönünde karar almakta bulunuyor. Bu sırada kendisi de görevden alınıyor. Öte yandan dönemin Sakarya Başsavcısı Mustafa Ercan da, Ercan Özoğluöz'ün KOM Müdürü olarak görevine devam etmesine karşı çıkıyor. Başsavcı, bir süre sonra Mersin Başsavcısı olarak atanıyor.

Ercan Özoğluöz de devletin Türkiye genelinde yürüttüğü, MİT'in ulaştığı SD karttaki bilgilerle başlayan mahrem imamlar soruşturması kapsamında FETÖ'nün kripto polis müdürlerinden biri olduğu tespit edilince açığa alınıyor.

Ercan Özoğluöz'ün görevde olduğu dönemde, Adil Öksüz'ün yolu, darbeden sonra arandığı günlerde Sakarya Akyazı'dan geçiyor, Öksüz sonra İstanbul'a geliyor. Sakarya'daki ekip, teamülleri zorlayarak gerekirse İstanbul'dan gelip Öksüz'ü almaya da hazır. Ne var ki ekibin başındaki isim Öksüz'ü koruyor. Bu kripto koruma faaliyeti, Paralel Yapı soruşturmalarında gözaltına alınan kişilerin telefonundaki WhatsApp yazışmaları tespit edilince açığa çıkıyor.

Resmen kediye ciğer emanet edilmiş ve devlet bürokrasisi ne kadar vahim bir hata yaptığının farkında değil. Tıpkı 15 Temmuz'a uzanan süreçte 'Kırmızı Pazartesi' romanı misali "Geliyorum" diyen darbeyi görmediği gibi…

FETÖ'NÜN YEDEK KULÜBESİNDEN

Ercan Özoğluöz, FETÖ'nün örneğin geçtiğimiz günlerde cezaevinde ölen Zeki Güven ya da onlardan daha kıdemli olan Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer, Yurt Atayün gibi meşhur polis şefleri kadar 'birinci halka kadro'dan bir isim değil. 'Altın çocuk' değil bir başka deyişle.

Gelgelelim 17-25 Aralık sürecinden sonra içeri giren bu polis müdürlerinin aksine pozisyonunu 15 Temmuz sürecinde korumakla kalmayıp güçlendirdiği için çok kritik bir isim. Matruşka misali açıldıkça içinden yeni kadro çıkaran FETÖ'nün yedek kulübesindeki önemli polis müdürlerinden biri. Ve maalesef devlet bunu anlamakta epey geç kalmış.

Anlayanlardan biri dönemin Sakarya Emniyet Müdürü Eyüp Pınarbaşı olmuş. Ancak o da gereğinin yapılmasını sağlayamamış. Pınarbaşı, Temmuz 2015'te Şanlıurfa Emniyet Müdürü iken şehit cenazesinde FETÖ'cülerin kentteki Plaka Tanıma Sistemini (PTS) kapattığı yönündeki açıklamasıyla gündeme gelmişti. O PTS ki, Adil Öksüz'ün 34 SIR 49 plakalı (Belli ki gizemli bir özel plaka almış!) araç ile 27 Aralık 2015 tarihinden sonra darbe hazırlıkları için Ankara'ya geldiğinin tespit edilmesini sağlamıştı. Öksüz'ün, 27 Aralık 2015'ten -darbenin bir ay öncesine- 15 Haziran 2016 tarihine kadar tam 12 kez Ankara'ya gidip 'emrindeki' subaylarla darbeye hazırlık toplantıları yaptığı da yine bu sistem sayesinde anlaşılmıştı. Tabii bütün bunlar 15 Temmuz'dan önce değil, sonra tespit edilebildi!

Eyüp Pınarbaşı, FETÖ'cülerin Şanlıurfa'da PTS'yi kapattığını Ekim 2016'da Şanlıurfa Polisevi'nde verilen bir yemekte de açıklamıştı. Pınarbaşı, bombalı araçların, uyuşturucu taşıyan araçların ve teröre destek veren şahısların yakalanmasını kolaylaştıran PTS'nin kimi personel tarafından bilgisi dışında kapatıldığına şahit olduğunu anlatmıştı. Şöyle demişti o yemekteki konuşmasında: "Adam kameraları kapatmış, burada bombalar patlasın, hükümet zora düşsün, ülke kaosa girsin, bunların ağa babaları da istediğini yapsın."

AYLARCA 'GEZDİRME' YAPTI

Ercan Özoğluöz görevdeyken Adil Öksüz'ün yakalanmasını engellemek için elinden geleni yaptı. Misal, Öksüz'ün 15 Temmuz hain darbe girişiminden önceki mail yazışmalarını sildirdi. Çok önemli kanıt niteliğindeki bu yazışmalar ortadan kaldırıldı, delil karartıldı.

Konuyla ilgili olarak düzenlenen tutanağın altında Ercan Özoğluöz'ün imzası var. Bu skandal bilgi, Akıncı davasının ek klasörlerinin incelenmesi üzerine açığa çıkarıldı. Tutanakta, Öksüz'ün çalıştığı Sakarya Üniversitesi'nin verdiği mail adresinden 15 Temmuz öncesi yaptığı yazışmaların elde edilemediği öne sürülüyor. Aldığım bilgilere göre Özoğluöz, aoksuz@sakarya.edu.tr adresindeki mailleri imha ettirdikten sonra "Yazışmalara ulaşamadık" kabilinden bir tutanak yazmış.

Mail kutusunda 10 Ağustos 2016 ile 2 Şubat 2017 arasındaki e-postalar bulunuyor. Öncesi yok. FETÖ, elbette darbe hazırlıklarının talimatlarını mailden verecek kadar saftirik bir örgüt değil. Ama yine de darbe öncesi yapılan yazışmalar 15 Temmuz soruşturmasında polisiye açıdan yol haritası olabilirdi. Özoğluöz bunlara ulaşılmasını engelliyor.

Çünkü amacı, Adil Öksüz'ü yakalamak değil, aksine onun saklanmasına yardımcı olmaktı. Bu amaçla üst makamları oyalayıcı taktikler geliştiriyordu. Buna istihbarat terminolojisinde 'gezdirme' denilir. FETÖ'nün en iyi yaptığı şeylerden biridir. Örgüt bu konuda maalesef halen formunu koruyor. Boşuna değil, şaşırma eşiğimiz ne kadar yükselmiş olursa olsun şeytanlıklarıyla bizi halen şaşırtmaya devam edebilmesi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA