Bilmem denk geldiniz mi? Veda diye bir dönem dizisi vardı. Artık yok, bu hafta ekranlara veda etti. Dizinin finalinde 'Saraylı Hanım'ın kirli çamaşırları ortaya döküldü. Konağın otoriter, iş bilir hanımının besleme dediği, öyle davrandığı Mehpare'nin, aslında 'Saraylı Hanım'ın ölen kocasının sevgilisinden olduğu; Mehpare'ye kalan mirasın 'Saraylı Hanım' tarafından iç edildiği filan. Her ne hikmetse, 'Saraylı Hanım'ın o anki hali, bana Evren'in darbe davasındaki halini hatırlattı. 'Neden?' diye düşündüm. Aklıma gelenler şunlar:
- Sanırım ikisinde de kirli çamaşırlar ortaya dökülüyor.
- Biri eski saraylı, diğeri eski Köşk'lü.
- İlk hikayenin kahramanı saraydan konağa düşmüş, diğeri cumhurbaşkanlığından sanıklığa.
- Kirli çamaşırlar ortaya döküldükçe, Saraylı Hanım'ın etrafındakilerin öfke ve şaşkınlık dolu gözleriyle, müdahillerin Evren'e bakışlarındaki küçümseme, öfke.
- Gözler üzerine çevrildiğinde Saraylı Hanım'ın birbirine kenetlediği ellerini ovuşturmasıyla, Evren'in savunmasını okurken ellerinin titremesi.
- Bu bakışlar karşısında Saraylı Hanım'ın otoritesini koruma, kuyruğu dik tutma hali ile Evren'in "Ben devlet başkanıyım, yargılayamazsınız," çıkışı.
- Saraylı Hanım'ın "Söylenen bu deli saçmalarına inanıyor musunuz?" manevrasıyla, Evren'in işkence soruları karşısında susması.
- Saraylı Hanım'ın "Ama annesi mutluluğumu elimden almıştı" savunmasıyla, Evren'in "Doğru olanı yaptık" sözleri.
- Ve ikisinin de bir tür final olması.
Bu benzerliklerin dışında tek fark vardı: Saraylı Hanım sonunda nedamet getirdi, bir nebze utandı, vicdanı sızladı. Evren hiç nedamet getirmedi, hiç utanmadı, vicdanı hiç sızlamadı.