Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BÜNYAMİN BEZCİ

Başkanlık sistemi ve sahici temsil imkânı

Parlamenter sistemi mümkün kılan temsildir. Temsil, birinin yerine geçmek anlamını taşımaktadır. Politik temsil ise, birinin yerine geçerek karar vermektir. Modern dönemler temsili parlamento ile özdeşleştirdi. Oysa geleneksel çağ, kralın ya da padişahın halkını, papanın kiliseyi, halifenin ümmeti temsil edebildiği bir çağdır. Geleneksel dönemde kimse temsilin demokratik olmayan halinden şüphe duymamıştır. Temsil demokratikleştikçe parlamentolar temsilin tek mekanı halini almıştır.
Parlamento öncelikle bizlere siyasetin aleni bir faaliyet alanı olacağı teminatını vermiştir. Sıradan halkın yerine karar veren ve siyaset yapan temsilciler yine halkın önünde tartışacak ve politik toplumsallığın ortak aklını oluşturacaktır. Burada parlamentonun ikinci vaadi başlamaktadır. Seçilmiş elitlerin ve liderlerin müzakere yoluyla ortak akla ulaşması.
Parlamentolar siyasal karar alma mekanizmalarını vaat ettikleri kadar alenileştirmede başarılı olamamıştır. Zira komisyonda ya da genel kurulda alınıyormuş gibi görünen kararlar, aslında çoğu zaman parlamenter sistem öncesinden farklı olmayan bir şekilde bürokrasi, burjuva ve siyaset arasındaki ilişkiler dahilinde alınmaktadır. Diğer taraftan parlamentolardaki müzakereler sonrası diğer siyasi parti milletvekillerinin ikna olmaları halinde bile oylarını değiştirmeleri parti disiplini gereği oldukça zordur.
Parlamentonun karar koridorlarında asıl kaybolan ise sorumluluktur. Yani alınan kararların sorumluluklarının kime ait olduğu kolektif mekanizmalar içinde yok olmaktadır. Başkanlık sisteminin en önemli farklılığı da burada oluşmaktadır. Siyasi kararların sorumluluğunun kime ait olduğu açıkça ortadadır. Diğer taraftan modern toplumlarda da politik temsilden daha iyi işleyen süreç sahici temsildir. Yani halk kendisine benzer ama aynı zamanda kendisinden üstün gördüğü gerçek bir kişilikte daha iyi temsil edildiğini düşünebilmektedir. Türk siyasi hayatında Menderes, Ecevit ve Özal'ın yakaladığı sahici temsil imkanını bugün Erdoğan yakalamıştır. Toplumda ümit oluşturan ve karizmayla yoğrulmuş bu tür bir sahici temsiliyetin toplumu ikna kapasitesi ve meşruiyeti daha güçlü olmaktadır. Bu açıdan bakıldığında başkanlık sistemi aslında Türk siyasi hayatının öğrenilmiş bir artısıdır. Yani fiili başkanlık dönemleri de denilebilecek sahici temsiliyetin yakalandığı dönemler, halkın iradesinin siyasal hayata meşruiyeti yüksek bir şekilde yansıdığı dönemler olmuştur.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA