Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

Yokuş sonu

Borçlusu duruşmada kendisini tanımadığını söyleyince ne demiş Temel? "Ben de seni tanimayrum!"
Hasım sayılanla konuşmamak insanoğlunun çok doğal ve yaygın bir tepkisidir. Ancak sıklıkla kişinin kendine zarar verir. Sonuçta Temel'in alacağını tahsil edememesi gibi.
Yalnız kişiler ve kurumlar değil, devletler bile o gerçeği görüp duygusal tepkilerini frenlemek zorunda kalıyorlar. Geçen hafta bunun bir örneği çok çarpıcı bir kader cilvesi biçiminde görüldü. Biliyorsunuz, Amerika'daki son seçim kampanyası öncesinde başkanlık adayları belirlenirken Demokrat Parti'de Barack Obama ile Hillary Clinton yarıştılar. Dış politika tartışmalarında Obama'nın başlıca tezi "hasımlara açılım" idi. Kuzey Kore diktatörü Kim'le bile görüşülmesini öneriyor, Hillary ise "Sözünü tutmayan manyaklarla konuşulmaz" diye kestirip atıyordu. Obama başkan seçildi, rakibesini de Dışişleri Bakanı yaptı. Derken Kim'in askerleri sınır bölgesinde iki Amerikalı kadın gazeteciyi tutukladılar. Onları kurtarma görevi Hillary'nin bakanlığına düştü. Kim onun burnunu sürtmek için "Ya kendin ayağıma gel, ya kocanı yolla, konuşalım" diye müthiş bir pazarlık başlangıcı yaptı.
Katı davranmak konuyu sürüncemede bırakıp iltihaplandıracak, Obama'nın açılım denemesini büsbütün tökezletip onu zora sokacaktı.
Büyük yerden aldığı emirle Hillary tükürdüğünü yaladı. Kocası eski başkan Bill tıpış tıpış Kuzey Kore'ye gidip "manyak" Kim'le konuştu, tam bilinmeyen koşullarla pazarlığı bağladı, iki ihtiyatsız gazeteci hanımı cebine koyup ülkesine döndü.
"Ödün verildi" diye homurdanan aşırı sağcılar dışında herkes alkışladı mutlu sonu.

***

Bıçağın kemiğe dayanması deyimimiz somut çözüm gerektiren sorunları savsaklama olanaklarının tükendiğini anlatır. Türkiye'de Kürt sorunu denen "çözümü belli olduğu halde çözülmeyen dert" o sınıra dayandı artık.
Savaşan orduların bile ölüleri toplama ya da esir değiş tokuşu gibi nedenlerle çatışmaya ara verdikleri olur. Başka kavgalarını isterlerse hızlandırarak sürdürseler de, bütün partilerimizin şu sırada Kürt sorununa bir ateşkes çerçevesinde eğilmeleri toplum esenliği kadar kendi çıkarları açısından da mantık gereğidir.
Büyük çoğunluk o konuda öylesine üzgün ve bezgin ki, "Sorun çözülürse hasmım puan toplar" kaygısıyla davrandığından kuşkulandığı politikacıyı asla bağışlamaz. Öyle bir izlenim bırakma hatasının bedeli çok uzun süre ve çok ağır ödenir. Muhalefet eleştiri görevini yapmalı elbette. Ama şu durumda o görev "Yurtta sulh" çabalarının açısını daraltmakla değil, daha da açmakla yerine getirilmeli.
CHP hakkında yandaşlarının bile zaman zaman vurguladıkları "Yol göstermiyor, yalnız tepki gösteriyor" itirazı var. Şu günlerdeki durum o eleştiriyi haksız çıkarmak için fırsat sunuyor.
"Önce önerinin ayrıntılarını bir bir açıkla" gibi mantık dışı isteklerden vazgeçsin. Türk-Kürt pazarlıkları yapılacak. Elbette ayrıntı açıklanarak oturulmaz pazarlığa.
CHP "Ülkenin bölünmemesi şartıyla kardeşlik istiyoruz" sözünü havada bırakmayıp o hedefe nasıl varılacağını gerçekçi - ve bu sefer sonuç sağlayıcı- bir yaklaşımla programlaştırmalı. Her zaman, herkesle konuşmalı. İnandırıcı sözler söyleyerek...
***

Yanılmıyorsam hepimiz şu görüşte birleşiyoruz: "Ne yapacağımızı kendi aklımızla kararlaştırmalıyız, yabancıların sözlerine kulak vererek değil."
Gelin bunu kimilerince boyuna ileri sürülen şu tezle bağdaştırın: "Kürt sorununun çözülmesi Amerika'nın işine geliyor. Acele etmeyelim."
Karayollarımızda dolaşan vatandaşlarının kazaya uğramaması da işine gelir Amerika'nın. Elçisi "Trafiğinizi düzeltin" dese ne yapacağız?
Yabancıya kulak vermeyiz diye birbirimizi ezmeye hız mı vereceğiz?
Lütfen iç ve dış ilişkilerde komplekslerden sıyrılalım artık. Saçmalamayı bırakıp kendi aklımıza gerçekten kulak verelim. Başka türlü düze çıkılmaz, rahat soluk alınmaz.
Yetti inişi olmayan yokuşlarda nefes nefese yaşadığımız.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA