Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

Kiralık kerimemiz

Geçen gün paradan söz ettik ya. "Kadim solculuk etkisiyle, onun gücünü küçümsüyorsun" diyenler oldu.
Haşa! Mangır Hazretleri'ni küçümsemek kimin haddine?
(Zaten yanlış biliniyor. Marx da parayı küçümsememiş, tam tersine onun korkunç gücünün insan hayatını çarpıtmasını önlemeye çalışmıştır.)
Söz konusu saygıda kusur edenler züğürtlerdir. Bunaldıkça söylenirler "Paranın gözü kör olsun" diye.
Oysa çözüm paranın kör edilmesi değil, doğru görmesinin ve onu iyi kullanacak ellere gitmesinin sağlanmasıdır. Günümüz dünyasında çoğu zaman durum onun tersi: uygar insanlar meteliğe kurşun atarken kıroların bir eli yağda, bir eli balda.
Amerikalıların bu tablodan yakınan bir sözü var:
"Tanrı'nın para konusunda ne düşündüğünü merak ediyorsanız, onu kimlere verdiğine bakın."
Bizde durum nasıl?
Parayı bencilce ve bayağıca kullanan maganda enflasyonu var ama, Tepebaşı'ndaki kültür çöküntüsünü zafere çevirmek için seferber olan Kıraç çifti gibiler de eksik değil.
İbreler onlara doğru döndükçe uygarlaşmamız hızlanacak.

***
Babam Denizyolları'nın hukuk danışmanıydı; o sayede bütün ünlü süvarilerle içli dışlı ve gemilerle haşir neşirdik. İş dolayısıyla ara sıra Savarona yatına gitmesi gerektikçe beni de yanına alırdı.
Çocukluğumun en hoş hatırasının ne olduğu sorulsa, o gemide dilediğim gibi dolaşarak geçirdiğim saatler derim. Görevlilere sorarak öğrenirdim merak ettiğim her şeyi. Atatürk nerede, ne zaman, ne yaparmış, bütün ayrıntılarıyla bilirdim. Masasını, koltuğunu, yatağını küçük ellerimin sevgiyle okşayışı gözümün önünden gitmez.
Savarona değerlidir, donanımlıdır, tarihseldir; ayrıca çok GÜZEL gemidir. Bir estetik doruktur geçmişimizde. Gelişmiş ülkeler "yaşayan tarih" hazinelerinin üstüne titrer, yeni kuşakların onları ruhlarına sindirmesini sağlamaya çalışırlar. Amiral Nelson'un Londra'da nehir kıyısında ziyarete açık tutulan gemisi İngilizlerin gözünde kraliçenin tacından çok daha değerlidir.
Bizde Atatürk'ün yatı kaç kereler haraç mezat satılığa çıktı, yabancılar tarafından alınmasına ramak kaldı.
Şimdi yine öyle.

***
Rahmetli gazeteci Feyyaz Tokar yakın dostumdu. Sadıkoğulları'na damat olunca ben de tanıştım aileyle. Canlı ve cana yakın insanlardı. Kızlar birbirinden güzel, anneleri hepsinden güzeldi. En küçük kardeş Kahraman da sevimli ve cin gibi bir oğlandı.
Büyüyüp babasının yolundan gitti, gözü kara bir armatör oldu. Uzaktan izleyebildiğim kadarıyla, fırtınalar atlattı, batmadı. Sonunda Savarona'yı 49 yıllığına kiralayabilecek duruma geldi.
Şu ara o kira anlaşmasını devretmesi gerekmiş. Kahraman kimi yabancıların önerdiği paranın çok daha azına razı olduğunu açıklamış. Yat bizde kalsın diye.
Kararını alkışlıyorum.
Ne yapılabilir?
Müze olmasından tutun da, yabancı devlet konukları için misafirhane diye kullanılmasına kadar sayısız değerlendirme yolu var. Parasının sağlanması konusunda da iş kuruluşlarımızda çeşitli formüllerin üstünde duruluyormuş.
Hiçbiri olmasa, dün Yalçın Bayer'in köşesinde bir mimar okurun gündeme getirdiği öneri düşünülebilir. Kendini Atatürkçü sayanlardan 2 milyon vatandaş 2 paket sigara parası verse gerekli bedelin toplanıp yatın Türkiye Cumhuriyeti'ne iade edilebileceğini söylüyor.
Bir kampanya açıp o kadarını da başaramazsak... Cumhuriyetin kurucusunun en sevdiği nesne olan "kız gibi" yatı yabancıların altına verirsek...
Söyler misiniz, onurumuz kaç dolar?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA