Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

Gagalı yazı

Kılıbık mıyım? Galiba. Karım "Böyle önemli günlerde sessiz kalmak ayıp" deyince başka işleri boşlayıp bilgisayara el attım. Kemal Tahir'in deyimiyle, iki feryat arasında görüş arz ediyorum son tablo üstüne.

***

Size doğmakta olan güneşi gösterip sorsam: "Güneş niçin batıdan doğuyor?"
Belki bir şaşkınlık anı geçirdikten sonra "O taraf batı değil ki" dersiniz.
Ama temel konularda bile kimi yanlış varsayımlar karşısındaki akıl karışıklıklarımızın aşılması saliseler değil, yıllar alıyor. Kendimi bildim bileli ülkemizdeki "aydın" kafalarını kurcalayan bir klasik bilmece vardır:
"Sol partilerimize neden tuzu kuru seçkinlerimiz oy verir de, gariban takımı vermez?"
Gerçekte bilmece olmayan bu bilmecenin çözümü güneşin niçin batıdan doğduğu sorusunun yanıtı kadar basit: O partiler sol değil de ondan.
***

İki gündür ekranlar ve gazete sayfaları halkoylaması sonucunun haritasını gözümüze sokmaktalar:
Kıyılar hayırcı, iç taraflar evetçiymiş.
Bir de, başlıklarla açıklanan araştırma sonucu: Oy verenlerin eğitim düzeyi yükseldikçe hayır oranında da artış görülüyormuş.
Yani?
Ne kadar "okumuş" iseniz anayasa rötuşuyla statükonun değiştirilmesine karşı çıkmanız olasılığı o kadar yükseliyor.
Daha da açıkçası:
Recep Tayyip Erdoğan adındaki maskeli şeriatçı taslak maddelerindeki hokkabazlıkla hepimizi kandırıp yargı gücünü ele geçirdi. Yakın gelecekte hiçbir Türk kadını başına bez dolamadan sokağa çıkamayacak. Bir lokantada bira içilemeyecek. Bu durumu eleştiren yazı da yazılamayacak.
Zifiri karanlık döneme girmekteyiz!
Sahillerdeki okumuş kişiler tehlikeyi görüp akıllıca oy kullandılar. Dağlar ve bozkırlarda ahlatla beslenen zavallı andavallılar ise düştüler tuzağa. Yandı gülüm keten helva. Takiyeci yobazlar sınırları da kapatmadan çabuk davranmalı, pasaport yenileyip uygar batı ülkelerine kapağı atmalıyız...
Öyle mi?
***

Arapçada "irfan" bilmek demektir. Dilimizdeki en anlamlı sıfatlardan biri olan "arif" de ondan gelir. Sezgiyle bilebilen kişiler için kullanırız.
Eğitime gelince... Elbette değerli bir nimettir ama insancıllık garantisi sağlamaz. Okumuşluğunu bencilliğinin hizmetine sokanlar çoğunluktadır yazık ki. Bizim diplomalı seçkinlerimiz istisna olmadılar. Türkiye'de onların avantacılığını kollayan yarı-faşist bir düzen sürüp gitti yıllar yılı.
"Cahil halk"
ise, neresini kaşırsa kaşısın, kendi çıkarını ve onurunu korumayı çoğu zaman bildi. Yığınlar okumamış, yontulmamış, incelmemiş olsalar da, ara sıra yanılsalar da, ariftirler uzun vadede.
Buna inanamıyorsanız demokrat olamazsınız. "Önce ahali eğitilsin, toplum benim beğeneceğim bir görüntü edinsin, çobanın eşitliğini ondan sonra kabullenirim" duygusu kişiyi zorbalığa götüren bir kısır döngüdür.
***

Biliyorum, iyi niyetli okumuşlarımızın da pek çoğunun kafasında yer etmiş bir inanç var: Erdoğan kişisel karizmasını kullanarak halkın gücünden yararlanıyor, ülkeyi kendi gizli rotasına sokuyor.
Diyelim ki onun hesabı öyle. Ama şu olasılığı da düşünmek gerekir:
Ya halk ülkeyi kendi çıkarının gerektirdiği rotaya oturtmak için Erdoğan'ın karizmasıyla ele geçen fırsattan yararlanmakta ise?
Sınıfsal çıkarlar açısından bakınca bendeniz durumu öyle görüyorum.
Bir de şunu söyleyeyim izninizle. İş bir yerde beğeni yatkınlıklarına dayanıyor. Sokaklarımızdaki başörtülüler kimilerimizin sinirine dokunmakta belki. Batı'dan uzaklaşıyoruz diye hayıflanmaktalar.
Peki, dün ortalığı bir görüntü sardı: Lady Gaga mı ne. Çıplaklığını çiğ et parçalarına bürümüş, kafasına da biftek oturtmuş bir yaratık.
Ööö be, ööö!
Beğenen hayırcı varsa, hayrını görsün.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA