Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

İnsan bozuk para değildir

Olkan Özyurt haberini, Hasan Bülent Kahraman da yorumunu çok güzel yazdı: Kendi yurdunda, kendi sanatına küs gitti Türk sinemasının en yaratıcı yeteneği Metin Erksan.
Sevenleri tabutunun başında yakındılar:
"Otuz beş yıldır film yapmıyordu. Olgunluk çağında, tam yeni başyapıtlar yaratacakken kırılıp köşesine çekildi. Yazık oldu Metin'e!"
Öyle de, iyi düşünelim. Verimliliğin doruğunda kırılarak üretim alanının dışına itilmesiyle kime yazık oldu? Ona mı, Türkiye'ye mi?
Metin Erksan başarıyı ve ün keyfini yeterince tatmıştı. Daha çok film çevirmekle kişisel açıdan sağlayacağı artı kazanç yoktu pek. Ama biz o yeni başyapıtların sunacağı hazlardan ve bilinç artılarından yoksun kaldık.
Seyirlik spor diye kas hünerlerine -hele top peşinde koşuşanları izleme tutkumuza- ayrılan zaman, ilgi, para karşılığında elde edebildiğimize bakın. Bunu toplumun adam olmasına en büyük katkıyı sağlayabilecek sanat ve kültür alanına maddi manevi yatırımlarımızın getirigötürü hesabıyla kıyaslayın. Önce şaşar, sonra utanırsınız.

***

Ulusların gerçek uygarlık düzeyinin belirlenmesinde tiyatro sinemadan da sağlam kıstastır. O sanatı geliştirebilen toplum sahnede yalnız dış görünüşüyle değil, ruhuyla da yüzleşir. Gerekli düzeltmeler konusunda bilincini biler. Ama o alandan küs gidenlerimizin sayısı içler acısıdır.
İki gündür Ankara'da Devlet Tiyatroları'nın yıllık koordinasyon toplantısı yapılıyor. Bildiğiniz fıkrada bilgisayarı çıldırtan soruyu sordum Genel Müdür Lemi Bilgin'e: "Ne var ne yok?" Mevsimin başarısı için elden gelenin yapılmakta olduğunu söyledi.
Bir oyunun prova süresinden az zaman sonra perde açılacak. Bütün ödenekli tiyatrolarımızın çalışanları karanlıkta, geleceğe kaygıyla bakmakta.
Sayfalarda, ekranlarda, kürsülerde tartışmalar gırla. Sorular soruluyor, açıklamalar yapılıyor, demeçler veriliyor. Kültür ve sanat üstüne tek söz duydunuz mu?
***

Bir kere daha altını çizeyim: Sahne sanatçısı çok zor yetişen, harcanırsa yerine yenisinin konulması yıllar alacak, yabancısı da ithal edilemeyecek bir değerdir.
Ödenekli tiyatrolarımızın kadrolarındaki sanatçıların büyük çoğunluğu çetin şartlarda az parayla çok çalışan yetenekli insanlardır. Aralarında verimli olmayan, iş hatası yapan, topluma yanlış bakan birkaç kişi bulunabilir. Onlar var diye kurumları yok etmeye kalkmak üç beş kaset komplocusu yüzünden bütün politikacıları entrika suçlusu saymaya benzer.
Resmî sektörde tiyatro düzenlemesi yapmakla görevli yetkililerin dikkatine:
Söz konusu alana emek vermiş kişilerin hiçbiri en küçük ölçüde mağdur edilmemeli, dinlenmek ya da özel sektöre geçmek isteyenlere toplumun minnet borcu fazlasıyla ödenmeli, yeni bir düzen içinde çalışacak olanların da sansür ve geçim kaygıları çekmeden sanat yapmaları sağlanmalıdır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA