Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

NATO'da yeni dönem

NATO'nun yeni Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen (Danimarka eski Başbakanı) dün görevi resmen selefi Jaap de Hoop Scheffer'den devraldı.
Rasmussen koltuğuna oturdu ama onun bu makama getirilmesine karşılık Türkiye'ye verilen sözler, aradan üç ay geçmesine rağmen tutulmadı. Ne NATO genel sekreter yardımcılıklarından birine bir Türk atandı, ne de askeri kanadın yüksek pozisyonlarından birine bir Türk general seçildi...
Rasmussen'in yapabildiği tek jest, özel kalem müdürlüğüne Danimarka'nın Ankara Büyükelçisi Jesper Vahr'ı getirmesi oldu.
Buna karşılık, Fransa'nın NATO'ya dönüşü için kilit noktalardan birine bir Fransız generalinin atanması talebi yerine getirildi: General Stephane Abrial, ittifakın iki stratejik komutanlığından biri olan ve ABD'nin Norfolk üssünde bulunan "Değişim Müttefik Yüksek Komutanlığı"nın başına geçti.
Türkiye'ye verilen sözlerin tutulması için bazı Avrupalı müttefiklerin (Hangi ülkeler olduğunu herhalde tahmin edersiniz. Bir ipucu: Aralarında Türkiye'nin AB sürecini çelmelemek isteyenler de var!) çekincelerini gidermeye çalıştığını söyleyen Rasmussen, mesaisinin yüzde 90'ını Afganistan sorununa ayıracak.
Çünkü NATO yarım yüzyılı aşkın tarihinde ilk kez bir savaşı kaybetmek üzere. En azından kazanamayacağı artık iyice ortaya çıktı.
Dahası NATO'nun Afganistan'da izlediği stratejiye yönelik eleştirilerin dozu arttı. Son örnek İngiliz Avam Kamarası Dışişleri Komisyonu'nun iki gün önce yayınladığı rapor. Şöyle deniyor: "NATO Afganistan'da ülke tarihi, kültürü ve siyasal koşullarını gözeten gerçekçi ve uyumlu bir stratejiden yoksun. Afgan kültürüne duyarsız NATO askerlerinin işledikleri hataların tamiri giderek daha da imkansız hale geliyor. ABD'nin gerek hava bombardımanları, gerekse insansız uçaklarla Pakistan'daki hedeflere düzenlediği saldırılar, Beyaz Saray'ın saygınlığına ve güvenilirliğine ciddi zarar veriyor."

İran ve Pakistan'sız asla
Afganistan'da savaşın kent merkezlerine yayılmaya başladığı, NATO güçlerinin 2001'deki müdahaleden bu yana en ağır can kaybı verdiği (Temmuz'da 57 ölü) bir sırada yayınlanan bu rapor 42 ülkeden 64.500 askerin seferber edildiği "Afganistan misyonu" nun sonucuna ilişkin kuşkuları doğal olarak kamçıladı.
Şimdi "Çözüm" diye iki seçenekten söz ediliyor:
İlki malum; Takviye kuvvet gönderilmesi. İngiliz basınında yer alan haberlere göre ABD bu konuda özellikle Londra'ya baskı yapacak. Ancak bugüne kadar gönderilen takviyelerin de pek etkili olamaması, tam tersine NATO güçlerinin mevcudu artırıldıkça can kaybının da, çatışmaların yoğunluğunun da artması, bu öneriye karşı çıkanların elini güçlendiriyor.
İkinci çözüm ise; her başarısızlıktan sonra gündeme gelen ama son zamanlarda daha sık dillendirilen "Taliban'la uzlaşmak". Açılımı: "Taliban'ın ılımlı kanadını siyasal sürece dahil etmek, yönetimde pay vermek."
Ama Taliban kadrolarında "Ilımlı" ve "Aşırı" ayırımının neye göre ve nasıl yapılacağı konusunda tutarlı bir görüş öne süren yok. Bu çözümün NATO'nun başarısızlığını kamufle etmek için geliştirildiği kuşkusu ise iyice yaygın.
Rasmussen dün koltuğa otururken, "Afganlar'ın kendi güvenliklerini sağlamalarına yardım edebileceğimizi umuyorum. Ama Taliban şunu bilsin; NATO'nun Afganistan'dan çekip gitme planı yok" dedi. Ve ekledi: "Afgan yönetimine destek için ne kadar süre gerekiyorsa, o kadar kalacağız."
Ancak NATO'nun Afganistan'da başarılı olması için bölgenin iki aktörünün yardımına ihtiyacı var: 1- İran. 2- Pakistan. Özellikle de Pakistan ordusu ve askerlerin denetimindeki ISI, yani Pakistan istihbarat servisi.
İran yardımını nükleer sorunundan yaptırımların kaldırılmasına kadar giden yüklü bir pakette uzlaşmaya bağlıyor.
Pakistan ordusu ve gizli servisi ise Afganistan'da istikrarı "Çıkarlarına" uygun görmüyor.
Bu engeller aşılamazsa Rasmussen, NATO'nun ilk yenilgisinin talihsiz kahramanı olabilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA