Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Kırmızı çizgiler

Kürt sorunu bir-iki paket açarak çözümlenecek boyutları çoktan aştı. Uzun soluklu stratejiler geliştirilmesini gerektiriyor. O nedenle Başbakan Erdoğan başta olmak üzere iktidar sözcüleri, Kürt açılımının "Paket değil süreç" olarak anlaşılması gerektiğini her fırsatta ve altını çizerek vurguluyor.
Bu uzun soluklu sürecin hem olası bir iktidar değişikliğiyle kesintiye uğramaması, hem de toplumun mümkün olduğunca geniş kesimince paylaşılması için, açılımın mutlaka "Devlet politikası" na dönüştürülmesi gerekiyor.
"Devlet politikası" yapabilmek için ise muhalefet partilerinin ama özellikle de "Devleti kuran parti" olarak CHP'nin elini taşın altına koyması şart.
O nedenle Erdoğan dün AK Parti Meclis Grubu'ndaki dokunaklı konuşmasında muhalefete, en çok da CHP'ye "Kapıları kapatmayın" çağrısı yaptı.
Aslında iktidarın çözüm müzakerelerinde masaya bile getirilmesine izin vermeyeceği talepler ile ana muhalefetin pazarlık konusu edilmemesini istediği sınırlar arasında pek fark yok. Bir başka deyişle, AK Parti ile CHP'nin "Kırmızı çizgiler"i birbirine çok yakın.

İki partinin parametreleri
İktidarın "Kırmızı Çizgiler"ini şöyle sıralayabiliriz:
Türkiye'nin üniter devlet yapısı korunacak. (Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek'in önceki gün Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası yaptığı açıklama.) Yani, "Türkiye'de herhangi bir bölgenin federasyon olması düşünülemez." (AK Parti Adana Milletvekili ve Başbakan Erdoğan'ın siyasi danışmanı Ömer Çelik'in SABAH'a yaptığı açıklama.)
Coğrafi özerklik söz konusu olamaz. (Çelik'in açıklamasından.)
Etnik özerklik talep edilemez. (Çelik'in açıklamasından.)
İktidar ayrıca "Anadilde eğitim", "Kürtçe'nin ikinci resmi dil durumuna getirilmesi", "Anayasa'da etnik kökene vurgu yapılması", "Öcalan'ın serbest bırakılması veya siyaset hakkı verilmesi", "İdari, mali, adli ve kolluk hizmetlerinin yerel yönetimlere devri", "Terör örgütüne yönelik operasyonların durması" gibi taleplerin de "Devlet nezdinde kesin bir reddiye ile karşılanacağını" biliyor. (Erdoğan'ın siyasi danışmanı Doç. Dr. Yalçın Akdoğan'ın "Star" gazetesindeki yazısından.)
CHP'nin "Kırmızı Çizgiler"ini ise Baykal iki grupta topluyor (Geçen pazar günü NTV'ye yaptığı açıklamadan):
Milli devlet anlayışı zarar görmesin.
Etnisite milli eğitime taşınmasın.
CHP'nin ilk koşulu devletin üniter yapısının korunması, herhangi bir özerkliğin söz konusu edilmemesi, resmi dilin tekliğinin tartışmaya açılmaması, yerel yönetimlerin yerel hükümetlere dönüşmesine izin verilmemesi anlamına geliyor. Yukarda belirttiğimiz gibi iktidar sözcüleri de "Üniter yapının korunmasını" ilk şart sayıyorlar.
İkinci koşul ise eğitimde tekliğin delinmemesi, yani "Anadilde eğitim hakkı" adı altında okullarda Kürtçe eğitimin yolunun açılmaması uyarısı içeriyor. Yine yukarda belirttiğimiz gibi, Erdoğan'ın siyasi danışmanı Akdoğan, Kürtçe eğitim talebinin "Devlet nezdinde kesin bir reddiye ile karşılanacağını", dolayısıyla ne masaya, ne de gündeme getirilemeyeceğini önemle belirtiyor.
Görüldüğü gibi, iktidar ile ana muhalefet açılımın çerçevesinde kolayca görüş birliğine varabilirler. Yeter ki, kapılar kapanmasın...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA