Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Komşuluktan çok öte

Başbakan Erdoğan'la yaptığımız Moskova ziyareti tam da "Ateş almak" deyimine uygun bir gezi oldu...
Akşamın bir vaktinde (Salı günü) Moskova'ya iniş... Erdoğan'ın işadamlarıyla yaptığı, gecenin ileri bir saatine kadar süren toplantı... Ertesi sabah (Yani dün) Başbakan'ın Dışişleri Bakanlığı Moskova Uluslararası İlişkiler Devlet Üniversitesi'nde "Türk dış politikası" konulu konferansı... Ardından Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Dmitri Medvedev'le görüşmesi... Onun ardından Rusya Federasyonu Başbakanı Vladimir Putin'le resmi görüşmeler... Planlanandan uzun süren ve iki anlaşmanın imzalanmasıyla sonuçlanan görüşmeden sonra Putin'in verdiği çalışma yemeği... İki başbakanın ortak basın toplantısı... Ve havaalanı, ver elini Türkiye!
Bereket, otelimiz Kızıl Meydan'a yakındı da, gecenin ileri saatinde ve son derece soğuk bir havada Kremlin çevresinde 15-20 dakikalık bir gezinti yapabildik. Yoksa Moskova'yı görmeden Moskova'dan ayrılacaktık.
Erdoğan'ın temasları ve ortak basın toplantısında iki başbakanın açıklamaları haber sayfalarımızda yer aldığı için burada tekrarlamaya gerek görmüyoruz. Gözlemlerimizi ve izlenimlerimizi aktarmakla yetinelim.

Çantada neler var?
Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkiler adı henüz konulmasa da "Stratejik işbirliği" boyutlarına vardı. Öncelikle ekonomik ilişkiler iki ülkeyi kaçınılmaz olarak bu boyutta buluşturuyor. Dile kolay; Rusya, Türkiye'nin bir numaralı ticaret ortağı, Türkiye ise Rusya'nın 7'nci büyük partneri oldu. Türk müteahhitlerinin Rusya'dan aldıkları işlerin tutarı 30 milyar doları aşıyor. Rus işadamları Türkiye'de 4 milyar dolarlık, Türk işadamları da Rusya'da 6 milyar dolarlık doğrudan yatırım yaptı.
İki ülke halkı arasındaki yakınlaşma da bundan bilemediniz 10 yıl önce kimsenin hayal bile edemeyeceği noktalara geldi: Geçen yıl 3 milyonu aşkın Rus vatandaşı tatilini Türkiye'de geçirdi. Böylece, Almanlar'dan sonra en büyük konuk grubu haline geldi. Hedeflendiği gibi, Devlet Başkanı Medvedev'in Mayıs veya Haziran ayında yapacağı Türkiye ziyaretinde, iki ülkenin karşılıklı olarak vizeyi kaldırma anlaşmaları imzalanırsa, Türkler için Rusya, Ruslar için de Türkiye "Çat kapı" gidilen ülke veya komşu durumuna gelecekler.
Putin'in "Geleneksel işbirliği" diye nitelediği enerji alanındaki ilişkiler bu ziyarette daha da pekişti: Rusya'yla imzalanan "Nükleer Santral İşbirliği Ortak Bildirisi", Danıştay'ın iptaliyle boşlukta kalan bu alanda yeni ve devletler düzeyinde bir süreç başlattı.
Nabucco'nun rakibi olan ama Türkiye'nin en azından Boğazlar'ın yükünün hafiflemesine katkıda bulunacağı için pek soğuk bakmadığı Güney Akımı'nda da epey iri adımlar atıldığını gözlemledik. Biliyorsunuz, Rusya, Ukrayna'ya muhtaç olmamak, boru hattının Türkiye'nin Karadeniz'deki münhasır ekonomik alanından geçmesi için Ankara'nın iznini istedi. Türkiye olurunu verdi. Putin dün çevre değerlendirme raporunun bittiğini, sismik raporun da bitmek üzere olduğunu açıkladı. Raporlar daha sonra Türkiye'ye verilecek. Ankara'nın en geç 10 Kasım 2010'a kadar nihai onayını vermesi öngörülüyor.
Güney Akım'a paralel olarak, Samsun-Ceyhan ham petrol boru hattı projesinin de hızlandırılacağını yine Putin bizzat teyit etti.
Özetlersek, son yıllarda Türkiye'nin hiçbir komşusuyla, daha ötesi hiçbir geleneksel müttefikiyle ilişkisi Rusya'yla olduğu kadar hızlı, somut ve yoğun bir gelişme göstermedi.
Bir başka deyişle, Rusya'yla ilişkiler "Stratejik işbirliği" tanımını çoktan hak etti...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA