Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Bir Afrika seçimi

Türkiye, BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğinde iki yıllık görev süresinin son üç haftasına girdi.
Bu iki yılın büyük bölümü İran nükleer kriziyle, Filistin sorunuyla, Gazze trajedisiyle geçti ama Türkiye dünyamızın diğer sorunlarıyla da tanışmak ve ilgilenmek zorunda kaldı.
Güvenlik Konseyi'ndeki bu son demlerinde, BM Daimi Temsilcimiz Büyükelçi Ertuğrul Apakan (Dışişleri eski Müsteşarı) önceki gün masasında bir dosya buldu: "Fildişi Sahili seçimleri ve Sahra Altı Afrika'da istikrar sorunu".
"Ne yapalım" diye sordu Ankara'ya. Cevap: "Biraz bekleyip, görelim."
Kulakları çınlasın; dış ticaretten sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, önümüzdeki hafta sonunda Sahra Altı Afrika'nın 5 ülkesini kapsayan bir geziye çıkacak. Kendi ifadesiyle "Afrika'ya ticari safari" olacak ve 100 işadamının katılacağı bu gezide sırasıyla Nijerya, Gana, Fildişi Sahili, Ekvator Ginesi ve Angola'ya uğrayacak.
Çağlayan'ı önemle uyarırız; gezinin üçüncü durağını şimdiden iptal edin. İki gerekçeyle: 1- Can güvenliğiniz için hiç kimse size garanti veremez. 2- Fildişi Sahili'nin başkenti Abidjan'da şu sıralar herkes can derdine düştüğü için, değil muhatap, yüzünüze bakacak kimse bulamazsınız.
Bu girişten sonra konuya geçelim...
"Filler diyarı" diye bilinen Fildişi Sahili'nde Milenyum'un başındaki düşük yoğunluklu iç savaştan sonra, kuzeydeki asiler ile güneydeki iktidar güçleri arasında uluslararası topluluğun kefaletiyle bir anlaşma imzalandı: İktidar güçlerinin lideri, 1999'daki tartışmalı seçimde devlet başkanlığına gelen Laurent Gbagbo koltuğunda kalacaktı. Ama 5 yıl süreyle. 2005'te halkın oyuyla yeni devlet başkanı seçilecekti.
Gbagbo, görev süresi dolduktan sonra, çeşitli gerekçelerle 6 kez seçimi erteledi ve bugünlere kadar koltuğunu korudu. Ama her şeyin bir sonu var: Başta BM olmak üzere uluslararası topluluğun yoğun baskıları sonucu seçime gitmeyi kabul etti. İlk turda hiçbir aday yüzde 50'nin üstünde oy alamayınca sonuç ikinci tura kaldı.
O turda Gbagbo, Fildişi Sahili'nin kurucu Devlet Başkanı Felix Houphouet-Boigny'nin (1959-1993 arasında ülkeyi yönetti) başbakanlığını yapmış olan kuzeyli Alessane Outtara ile yarıştı. Ülkenin kuzey bölgeleri yoğun biçimde Outtara'ya oy verdi, güneyi ise Gbagbo'ya.
Sonuç? Fildişi Sahili'nin bağımsız yüksek seçim kurulu Outtara'nın oyların yüzde 54.1'ini, Gbagbo'nun ise yüzde 45.9'unu aldığını ilan etti. Yani, Outtara kazanmıştı.
Yüksek seçim kurulunun ilan ettiği sonuçları tüm üyelerini Gbagbo'nun atadığı anayasa mahkemesinin de onaylaması gerekiyordu. Mahkeme kuzey bölgesindeki 9 seçim çevresindeki oyları usulsüzlük ve hile iddiasıyla iptal etti ve Outtara'nın yüzde 49 oyuna karşılık Gbagbo'nun yüzde 51 oyla seçimi kazandığını açıkladı. Ve ortalık karıştı!
Şimdi Fildişi Sahili'nin iki devlet başkanı var: Biri sandığın seçtiği, diğeri mahkemenin atadığı.
"Afrika'nın en pahalı seçimi" olarak tarihe geçen Fildişi Sahili'ndeki seçime milyonlarca dolar maddi yardım yapan, ayrıca 9 bin mavi bereliyi görevlendiren BM başta olmak üzere tüm uluslararası topluluk sandığın tercihinin arkasında duruyor.
BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon, ABD Başkanı Barack Obama ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy (Not: Fildişi Sahili eski Fransız sömürgesi) başta olmak üzere birçok lider Outtara'yı arayıp kutladılar. Gbagbo'yu da aradılar tabii, "Sonuçları kabul edip çekil" telkininde bulunmak için.
Gbagbo'nun yanıtı, uluslararası TV kanallarının yayınlarını durdurmak, tüm sınırları kapatmak ve tüm uçak seferlerini askıya almak oldu. Ülkeye girişi de, çıkışı da yasakladı. Dahası BM Barış Gücü'nü de sınırdışı etmeye niyetleniyor.
İşte Türkiye, BM Güvenlik Konseyi'ndeki son üç haftasında bu sorunla ilgilenmek zorunda kalacak.
Ankara şimdilik temkinli olmayı tercih ediyor. Yani, ne Outtara'nın zaferini tanıyor, ne Gbagbo'nun yüksek yargı darbesini.
Ah unutmadan; Gbagbo bir Katolik, Outtara ise Müslüman.
Gbagbo başta Afrika ülkeleri olmak üzere tüm uluslararası platformlarda bir saray entrikacısı olarak görülüyor, Outtara ise Fildişi Sahili'nin birliğini sağlayabilecek lider.
Yoksa Outtara deyince sizin aklınıza Trabzonspor'un Gineli oyuncusu Yattara mı geliyor?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA