Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Bir ziyaretçi

Sevgili Noyan Ağabey, Noyan Yiğit, Türkiye'nin hayattaki en kıdemli gazetecilerinden. Yaşını tahtaya vurarak yazayım: 86.
Gazetecilik geçmişi benim ömrümden fazla. Bir başka deyişle, ben daha ana rahmine düşmeden o gazetecilik yapıyordu.
86 yaşına rağmen hayranlık duyulacak kadar sağlıklı ve dinç Noyan Ağabey. Ve durmadan kıtalar arasında dolaşıp duruyor.
Hayır, Boğaz'ın iki yakası arasında değil, gerçekten kıtalar arasında.
Yılın bu aylarında İstanbul'a geliyor. Aşağı-yukarı kasım sonuna kadar kalıyor.
Sonra Londra'ya geçiyor. Sağlık kontrollerini yaptırıyor. Çünkü sağlık sigortası İngiltere'de.
Orada da iki ay kalıyor, ardından ver elini Miami. 12 ay yaz olan yeryüzü cenneti. Yıl ortasına kadar orada hayatın tadını çıkarıyor.
Sonra yine Londra. İkinci sağlık kontrolü için. Oradan da yine Türkiye. Güz aylarını geçirmek için.
Şu sıralar İstanbul'da. Ve her yıl olduğu gibi, yine kapımı tıkırdatıp "Ben geldim" dedi. Kahvesini höpürdetirken bir önceki ziyaretinden bu yana geçen 12 ayı özetlemeye başladı.
Noyan Ağabey gazeteciliğe spor muhabiri olarak başladı.
1940'ların ortasında. Şimdi yine spor, daha doğrusu Olimpiyat Oyunları muhabirliği yapıyor ama sırf kendini tatmin için.
Geçen yaz Londra'da düzenlenen Olimpiyat Oyunları'nı baştan sona izlemiş. Atletizmden kürek yarışlarına, voleyboldan basketbola kadar tüm branşlarda. "Pabucunuz dama atılıyor, yazılı basın bitiyor" dedi gülerek.
Ekledi:
"Yarışlar 100 bin kişilik statta yapıldı. Basın tribünü 7 bin kişilikti ve tıklım tıklımdı. 7 bin gazetecinin hiç ama hiçbirinde ne kalem vardı, ne kâğıt, ne fotoğraf makinesi. Hepsinin elinde bir i-pad. Kamerasını ayarlıyor, basıyor.
Sonra iki parmağını tablette dolaştırıp istediği gibi büyütüyor, kadrajlıyor. Sonra bir tuş; 'dot.com', yallah merkeze. Sonra yine bir tuş, klavye önüne geliyor, haberini yazıyor, yine bir tuş, 'dot. com', haydi o da anında gazete merkezinde."

***

Noyan Ağabey'de Londra Olimpiyatları anısı çoook. Buyurun bir tane daha: "Kürek yarışları sırasında bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu.
4 kilometrelik parkur boyunca nehrin iki tarafında her 100-
150 metrede bir dev ekranlar yerleştirilmişti.
Oturduğunuz yerden yarışı izliyordunuz.
O sicim gibi yağmura rağmen plazmaların ekranları pırıl pırıldı. Sistemi kuran Japon firmasının görevlisine bu işin sırrını sordum. Gülerek, 'Süper HD sistemi' dedi. Merak ettim: '2016 Brezilya Olimpiyatları için de bir yeniliğiniz olacak mı?' Hiç düşünmeden 'Oooo, çoktan planlandı, Brezilya'da 'Süper 3D ekran devreye girecek' demez mi? Yani, süper üç boyutlu ekranlı televizyonların da eli kulağında.
Ağzım açık kaldı."
***

Noyan Ağabey'den Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi'ne bir tavsiye de var: "2016'yı düzenleyecek olan Brezilya, Londra'ya 300 kişilik uzman heyeti gönderdi.
Olimpiyatlar sırasında İngilizler'in hangi akla gelmedik sorunlarla karşılaştığını ve bunlara ne gibi çözümler ürettiğini yerinde görmek için. Türkiye de 2020'ye iyi hazırlanmak istiyorsa, Brezilya'ya sıkı bir ekip yollamalı. Bu bir.
İngiltere, Londra Olimpiyatları'ndan sonra kalın mı kalın bir rapor hazırladı. Brezilyalılar hemen bu raporu kaptılar. Türkiye de bir örneğini edinip satır satır değerlendirmeli. Bu iki.
Brezilyalılar düzenli aralarla Olimpiyatlar'a hazırlığın hangi aşamaya geldiğine ilişkin rapor yayınlıyorlar. Türkiye onları da dikkatle izlemeli. Bu da üç."
***

Kahvesini bitirdi. "Bu kadar yeter, haydi bana eyvallah" dedi.
Bir kez daha hayran kaldım Noyan Ağabey'e. Sağlığına, dinçliğine, hiç sönmeyen meslek aşkına...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA