Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞEBNEM BURSALI

Balkanlar’ın da umudu Türkiye

Türkiye'nin ne büyük bir devlet olduğunu ve sadece kendisi değil, bölgesinde nasıl bir güce sahip olduğunu görmeniz için yurtdışına çıkmanız yeterli. Başkan Erdoğan'ın, Güneydoğu Avrupa İşbirliği Zirvesi temaslarını izlemek için geldiğimiz Saraybosna'da bunu bir kez daha gözlemlemenin gururunu yaşadık. Hem siyasi, hem ekonomik hem diplomatik istikrar unsuru olarak Balkanlar'daki önemi, ağırlığı ile değişmez bir rol oynuyor Türkiye.
Tüm Güneydoğu Avrupa ülkeleri ile iyi ilişkilerinin yanısıra verdiği destek ve kurduğu ikili, üçlü işbirlikleri, bölgesel güçbirliğini de kuvvetlendiriyor. O yüzden malum çevrelerin zorlama algı operasyonlarına kulak asmayıp, nasıl bir istikrar ve güven faktörü olduğumuzu görmek isterseniz dışarı çıkmanız yeterli..

SETA maskeleri indirince...
Büyüyen, gelişen ve sadece bölgesinde değil, dünyada güç dengelerini etkileyen Türkiye'nin ekonomi, siyasi ve diplomatik ilişkiler haricinde belirleyici olduğu bir başka alan da medya. Türkiye'nin global alanda artan etki alanı sayesinde, uluslararası medya kuruluşlarının bize ilgisi artıyor. Bu artış somut olarak, özellikle Arap, Amerikan, İngiliz ve Alman sermayeli ve devlet destekli dev medya şirketlerinin Türkiye'de Türkçe yayın yapacak şekilde örgütlenmelerine sebep oldu.
Bu tarafıyla son derece memnuniyet verici olan bu durumun bir de yayın politikaları ve başka açılardan karşılığına bakalım.
Tesadüfe bakınız ki; bu kuruluşların Türkiye'de yayın hayatına başlamak için seçtikleri zamanlama, seçimlerden hemen biraz önceye denk geldi! Aynı kuruluşların Gezi Parkı eylemleri, 15 Temmuz darbe kalkışması gibi terör ve tehdit konularında ya da iç siyasi süreçleri aktarırken kullandığı haber dili ve tercih ettiği yanlı politik duruştur. Türkiye ve hükümet karşıtı içeriden ve dışarıdan ne kadar kişi, kuruluş var ise onların bakış açısı ve yorumuyla haberleri aktarmayı tercih eden de, gerçek dışı haberlerle Türkiye ve dünya kamuoyunu yönlendirerek olumsuz algı operasyonlarını yapanlar da bunlar.
Gelelim sözün özüne, son günlerde SETA'nın yayımladığı "Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları" başlıklı mesleki profil raporu üzerinden yürütülen algı operasyonuna.
Raporla ilgili fişleme iddiasında bulunanlar ya bu kelimenin anlamını bilmiyor ya da bilinçli yapıyorlar. Mesleki alanlardaki haberlerle ilgili açık kaynaklardan kullanılan veriler dışında hiçbir kişisel, özel, inanç, sosyal çevre, aile bilgilerinin yer almadığı raporu açıp okuyun. Kendilerine "objektif" diyen bu kuruluşların; kullandıkları dil ve algı oluşturmaya yönelik yayın politikalarını görmek için, hiçbir rapora veya yoruma ihtiyaç kalmadığını göreceksiniz. Raporu hazırlayan SETA Direktörü İsmail Çağlar; açık kaynaklardan herkesin ulaşacağı haber ve bilgileri derlediklerini ve raporun "fişleme" ve "hedef gösterme" iddialarıyla hiçbir ilgisi olmadığını açıkladı zaten. Zorla bu iddiayı ortaya atanların , daha birkaç yıl önce "Seçimden sonra ilk işimiz CHP'li olmayan gazetelerin tümüne el koymak olacak" diyerek kendilerinden olmayan medyayı hedef gösterenler olması da traji komik değil de nedir?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA