Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MERYEM GAYBERİ

Hazırlanın, erken seçime gidiyoruz

Seçimlerden çıkan sonucun şoku birkaç gün geçtikten sonra atlatılmış durumda. 13 yıldır tek başına iktidar olan ve istikrarı sağlayan AK Parti, bu seçimlerde tek başına iktidar olamadı. Millet, hiçbir partiye tek başına iktidar olacak yetkiyi vermedi.

Geçen yıl 30 Mart yerel seçimlerinde AK Parti yüzde 45 oy aldı. Bundan 5 ay sonra yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de AK Parti'nin adayı Erdoğan, yüzde 52 ile seçildi. AK Parti, CHP gibi milleti suçlayan bir gelenekten gelmiyor. Dolayısıyla partinin kurmayları günlerdir, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden 10 ay sonra yapılan seçimlerde 10 puanlık bir düşüşün muhasebesini ve hesabını yapıyor.

***

Hiçbir partiye tek başına iktidar olma yetkisi vermeyen milletin iradesi her şeyin üzerinde. Ve millettin bütün partilere verdiği mesaj da net; "Uzlaşın" AK Parti'nin nerelerde eksiklik varsa o konular üzerinde daha çok çalışmak için şimdiden kolları sıvadığını söyleyebiliriz.

Milletin kararına iradesine saygı duyan partiler masaya oturacak ve masadan kalkan kaybedecek. Burası da kesin. Bu yüzden AK Parti'nin yapması gereken bütün partilerle oturup konuşmak ve masadan kalkan parti olmamak. Muhalefetin eleştirilerinin aksine AK Parti, geçmişte bir çok konuda uzlaşı kültürüne yabancı olmadığını göstermişti zaten.

Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyelikleri ve Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecinde yüzüne kapı kapatılmasına rağmen tek tek muhalefet partilerini dolaşmasını örnek gösterebiliriz.

***

Herkesin kafasını meşgul eden soru, "Bundan sonra ne olacak?" Gerçekten bundan sonra ne olacak? "AK Parti-CHP", " AK Parti-HDP", "AK Parti-MHP" koalisyonu ya da " CHP-MHP-HDP" koalisyonu veya AK Parti'nin dışarıdan destek alacağı azınlık hükümeti gibi formüllerin hepsi masada.

Olası bir "AK Parti-CHP" koalisyonunu her ne kadar iş dünyası ve bazı çevreler çok istese de zor bir ihtimal. Nedenine gelince hem CHP'nin istek çıtasının yüksekliği hem de seçimden önceki sert söylemler iki partinin tabanında büyük tepki doğurabilir.

***

Olası bir "AK Parti-HDP" koalisyonu da mümkün görünmüyor. Demirtaş'ın seçim kampanyasını tamamen Erdoğan karşıtlığı üzerine kurması ve "Seni Başkan yaptırmayacağız" sözleri, Erdoğan'ı lider olarak sahiplenen AK Parti tabanında ciddi rahatsızlık yarattı. Zaten Demirtaş, dün bile bu ihtimalin kesinlikle söz konusu olmayacağı yönünde cümleler sarf etti.

***

Erdoğan karşıtlarının gözlerini parlatan bir diğer ihtimal ise "CHP-MHP-HDP" koalisyonu. Bence bu neredeyse imkânsız. Zira sosyolojiyi inkar ederek girişilecek böylesi bir koalisyon kısa sürede fiyaskoyla sonuçlanır.

Biri Türk diğeri Kürt milliyetçisi olan MHP ve HDP'nin bir araya gelmesine tabanları şiddetle itiraz eder. Ayrıca MHP tabanı, daha 1999 yılındaki DSP-ANAP-MHP koalisyonunun hasarını bile tam olarak atlatabilmiş değil. CHP ve HDP'nin ya da MHP ve CHP'nin koalisyon kurması için de yeterli sandalye sayısı yok zaten.

***

Gelelim "AK Parti'nin dışarıdan destek alarak kuracağı olası azınlık hükümeti" formülüne. Belki gerçeğe en yakın formül bu ama bu formülün de çok büyük bir arızası var. O da iplerin tamamen, AK Parti'ye azınlık olarak destek verecek partinin elinde olması. Bütün avantajlar ve pazarlık payı, oyu düşük olmasına rağmen dışarıdan destek verecek partide olacak. Ve bu parti istediği anda 'gensoru' sopasıyla Hükümeti kilitleyebilecek.

***

Dolayısıyla geriye kalan tek bir seçenek var. Ülkeyi kaosa sürüklemeden seçime taşıyacak bir "Erken Seçim Hükümeti." Millet şu anda 7 Haziran seçimleriyle Parlamenter sistemi kilitlediğinin farkında. Ve pişman olanların sayısı da oldukça fazla. Çünkü Türkiye'nin istikrarı, her haneye istikrar olarak yansıyacak.

Ve bu seçim sonuçlarından maalesef bir istikrar çıkmıyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA