Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MERYEM GAYBERİ

Kaleminden kan damlayanlar

Yazımı yazmak için bilgisayarın başına oturduğumda Bahçeli'nin "nihilist" tavrı vardı aklımda.

Kılıçdaroğlu'ndan bayrağı devralmış gibi her şeye "Hayır" diyen bir MHP'nin, CHP gibi sittin sene iktidar hayali kuramayacağını, sandıkta kendi tabanından büyük bir ders alacağını yazacaktım.

Sonra Siirt Pervari'den acı haber geldi. Teröristlerin hain tuzağında 8 Mehmetciğin şehit olduğu haberi.

Allah şehadetlerini kabul etsin, ailelerinin ve milletimizin başı sağ olsun.

Önceki akşam da Diyarbakır Lice'deki çatışmada 4 askerimiz şehit düşmüştü.

Terörün, Çözüm masasını dağıtarak elde etmek istediği manzara buydu maalesef.

***

Devlet Çözüm Süreci ile demokratik alanda Kürt meselesini bitirecek hamleler attıkça, Kandil Kürtlerin memnuniyetinden rahatsız oldu.

Kanın akmamasından, evlatların ölmemesinden, HDP'nin barajı geçmesinden bile rahatsız oldular.

Devlet operasyonlarını kararlılıkla sürdürüyor. Teröristlere karşı hem sınır dışında hem de şehir yapılanmalarına karşı yerleşim birimlerinde önemli mücadeleler ve başarılar var.

Vatan olarak Türkiye'yi değil de yabancı bir ülkeyi seviyormuş gibi yazı yazan, haber yapan bazı medya organları ve kalemşörlerini bu millet hiçbir zaman unutmayacak.

***

Dün Beştepe Külliyesi'nde 9. kez muhtarlarla buluşan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da gündeminde bu vardı.

Düne kadar devletin yanlış politikalarından ve şiddetinden dert yananların bugün aynı şiddeti ve zulmü kendilerinin uyguladığını ifade eden Erdoğan, "Geçmişte demokrasi, işkence, insan hakları ihlalleri yaşadığımızı unutmayalım. Ret, inkar ve asimilasyon politikalarını reddettik. OHAL'i ilk ayda kaldırdık. Televizyon dediler 24 saat yayın. Kendi dilimizde propaganda dediler, yapıldı üniversitede enstitüler kuruldu mu? Alt ve üst yapı yatırımı yapıldı mı? Bu mesele Hak ile Batıl meselesidir. Bu mücadele kıyamete kadar sürecek bir meseledir" dedi.

Erdoğan, teröristlerin molotofla, bombayla, silahla yaptıkları eylemleri görmeyenleri kafasını kuma gömen devekuşuna benzetti ve ekledi; "Ekmeğin peşinde olanları öldürenler alçaklık çukurunun en dibindedir. Bunlara destek veren sözde aydınlar da bunlar gibidir. Vatan ve millet aidiyeti olmayan bu köksüz, ahlaksız güruh elbette hesap verecektir. Sizin kalemlerinizden akan mürekkep, kandır."

***

Evet devlet, askere, polise, sivile saldıranlarla, yolları, ambulansları, iş yerlerini, araçları yakanlarla elbette mücadelesini sürdürecektir.

Ancak Türkiye'de "Basın özgürlüğü yok" deyip de kendi ülkesine düşman gibi kalem sallayan "gazeteci" kılıfında terör örgütüne tek laf etmeden sadece devleti suçlayanları "devlet silah bıraksın" diyenleri ne yapacağız?

Terör örgütüne akıl verip "Sakın silah bırakma, kazanımlarını heba etme" diyen gazeteci (!) gazeteci midir yoksa terör örgütü üyesi mi? Karar elbette sizin...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA