Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MERYEM GAYBERİ

“Halkımız bizi dinlemiyor heval!”

Türkiye bu yıl yapılacak ikinci genel seçime hazırlanıyor. Partiler seçim stratejilerini belirliyor.

Ancak bu hengâmeyi unutturan en önemli şey, tekrar hortlayan terör belası ve operasyonlar.

HDP 7 Haziran'da yüzde 13 oy ile 80 milletvekili kazandı. Geçen yıl 30 Mart'ta yapılan yerel seçimlerde de 100'ün üzerinde il, ilçe ve belediye başkanlığı kazandı.

Siyaset alanındaki bu kadar kazanıma rağmen HDP maalesef, asıl siyasi aktör Kandil'miş gibi sürekli dağın açıklamalarıyla hizaya giren bir oluşum görüntüsü veriyor.

Kandil'in dominant olduğu bir siyasi duruş, çözüme de, demokratik alana da ne yazık ki fayda etmiyor.

***

Kandil'deki aktörler, Suruç katliamından 5 gün önce "Ateşkesin bittiğini", Çözüm masasının dağıldığını deklare etmişlerdi. HDP'lilerin 'danışıklı dövüş' bile olsa şiddet karşıtı her sözü, anında Kandil'deki terör elebaşlarından tepki görüyor.

Kürt meselesiyle ilgili siyaset sahasında çözülemeyecek hiçbir sorun ortada kalmamasına rağmen, PKK'nın polis, asker ve sivillere yönelik terörü artırması, Kürtlerden de tepki görüyor.

Bizzat bölgede yaşayan, Kürt meselesiyle ilgili konularda yüksek hassasiyete sahip tanıdığım isimlerle konuştuğumda da benzer şeyler söylüyorlar.

90'lı yıllarda PKK'nın yaptığı "Serhildan" (başkaldırı) çağrılarının belli bölgelerde insanları kitlesel olarak sokağa döktüğünü ancak bugün aynı çağrılara sivil halkın yanaşmadığını söylüyorlar.

Geçen yıl Kobani bahanesiyle 52 insanın katledildiği 6-8 Ekim olaylarında da sokağa dökülenlerin yaş ortalaması 20'yi geçmiyordu.

Kürtlerin şiddet çağrılarına tepki göstermesi, PKK'nın yaptıklarını tasvip etmemesi, Çözüm sürecinin başarısıdır.
***

Önceki gün medyaya, dağdaki PKK'lıların telsiz konuşmaları yansıdı.

Konuşmalardan ilginç ayrıntılar yakalıyorsunuz. Örneğin PKK'ya yönelik operasyonların, örgüt mensupları arasında oluşturduğu panik ve "Final havası" bizzat cümlelere dökülüyor.

Ayrıca PKK'lıların, "Öz yönetim" ve "Serhildan" gibi çağrıların Kürtlerde karşılık bulmamasına da tepkili olduğu anlaşılıyor.

PKK'lılar telsiz konuşmalarında, "olaylara çok tepkisiz ve isteksiz" olmaları nedeniyle bölgede yaşayanlar için, yani Kürt halkı için "uyuz halk" ifadesini kullanıyor. Konuşmalarda halkın, çoğu yerde hala çok belli etmeseler de Türkiye Cumhuriyeti devletinin yanında olduğuna sinirlenen PKK'lılar, halkı sahaya çekmenin başarıları için olmazsa olmaz bir şart olduğunu söylüyor.
***

Daha enteresanı ise Çözüm süreci masasının dağıtılmasının PKK için "bitiş" olabileceğinin itiraf edilmesi. Son terör eylemlerinin ve operasyonun final niteliğinde olduğunu vurgulayan teröristler, başarılı olamamaları durumunda bunun kendileri için "bitiş" olacağını belirtiyorlar.

Evet, hepimiz biliyoruz ki Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti toplumu, siyasi yollarla sorunların bitirilebileceğine ikna ederek Çözüm Süreci'ni başlattı.

Millet de Çözüm sürecinin bir "başlangıç" olacağına inandı.

Ancak Kürt siyasetini temsil ettiklerini iddia edenler, ne yazık ki buna inanmadı.

Dolayısıyla şiddeti savunanlar için "sonun başlangıcı" olabilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA