17 Ağustos 2008'de ilk maçına çıktı Kewell... 6 farklı bölgede giydi sarı-kırmızılı formayı... Forvetteki gibi, stoperde de sakindi. Tekniğiyle, zekasıyla farklı bir duruşu yarattı. Galatasaray'a Hagi'den sonra gelen en iyi ikinci yabancıydı o. Fedakârlığı ve efendiliği ayrı bir medeniyet dersiydi. Bitime iki dakika kala oyuna alındı; sesi çıkmadı. Profesyonelliği böyle öğretti Türkiye'ye...
BÜYÜK bir nimettir Harry Kewell...
PAZAR akşamı yine G.Saray'ın en önemli silahıydı. Ders üstüne ders verdi bir defa daha...
MESELA Aydın Yılmaz neden hâlâ kulübede? Geçen bu 463 günde Kewell'dan ne öğrenebildi? Maç sonu itirazdan sarı kart gören Gökhan Zan, ne katabildi üzerine? Mankenliğe soyunan Barış Özbek, marka etiketlerine; vitrinlere baktığı kadar idmanlarda izledi mi Kewell'ı? Ne kadar geliştirebildi kendini? İstinye Park'ın kapısında sigara yasağına uyan Hakan Balta acaba ne kadar profesyonel?
EN çok ders alması gerekenler; takım arkadaşlarıydı. Ne kadar faydalandılar bu nimetten? Ne kadar yol aldılar? Arpa boyu kadar mı?