Türkiye'nin en iyi haber sitesi
GÜRCAN BİLGİÇ

Kurala ne gerek var ki

Eğer Caner’e verilen ceza bir duruşsa, Mete Kalkavan’ı da uzun süre dinlendirmemiz gerekiyor...

Caner Erkin hakkındaki karar açıklandıktan sonra, futbol kamuoyu vicdani olarak tatmin olma eşiğindeydi... Milyonlarca kişinin izlediği bir maçta, Caner'in küfürleri ve hareketlerinin niteliği, tepkinin ötesine geçti, yeni tartışmaları da beraberinde getirdi. Beşiktaşlı taraftarlar karara tepki gösterdiler. Onların isyanları, geçmiş örneklerle yürüyerek, "Neden diğerlerine verilmedi?" şeklindeydi. Toplum vicdanında onlar da Caner'in cezasını onayladılar aslında. Ceza Kurulu'nun kararı, umarım yeni bir kapı açar hepimize. Hırs ve şımarıklığın bir araya gelmesiyle Caner gibi kontrolsüz örnekler çıktı daha önce de. Eğer Tahkim Kurulu geçmişte olduğu gibi "Enteresan" bir "Diyet" politikası izlemezse, belki bir noktaya geliriz. Çünkü; futbolu hep "Hakem" üstünden okuyoruz. Köşelerde veya ekranlarda da en çok sözü hakem yorumcuları alıyor. Her maç öncesinde "Eğer hakem…" diye başlayan cümleler kuruluyor. Salih Dursun-Deniz Ateş Bitnel olayından sonra Federasyon bu tavrı gösteremedi. Harcanan hakem olunca, sahadaki kararların da "Eyyama" dönmemesi mümkün değildi.

ÇAKIR YAPILANLARI SEYREDİNCE
Geçen hafta Cüneyt Çakır'ın, ardından da Mete Kalkavan'ın yaşadıklarıyla bir dönüm noktasına gelinmeliydi. Mete Kalkavan, bir gün önce "Bir numaranın" yaşadıklarını görünce, yardımcıya yapılanlar ve maçın devam etmesini seyredince, arkasını dönüp Caner'e bakamadı. Yardımcıları da "Gık" diyemedi.
Hatta geldiğimiz noktaya bakın; UEFA Rosetti'yi gönderiyor, "Düşen futbolcunun eli, doğal konumundaysa ve topu yönlendirmiyorsa oyunu devam ettirin" diyor. Başta Erman Toroğlu ve Ahmet Çakar, "Böyle şey olmaz" yorumunu yapıyor. Mustafa Denizli ve Rıdvan Dilmen de aynı fikirdeler; "Penaltı verilmeliydi" diyorlar. O zaman kuralı ne yapacağız? Toplanalım, kendi kurallarımızı oluşturalım, hakemlere de, "Boş verin FIFA'yı UEFA'yı siz bizimkilerin dediğini yapın mı?" diyeceğiz. Halbuki, "Cüneyt Çakır kuralı doğru yorumladı. Kararı hatalı değil. Ama bu yoruma katılmıyoruz. Böyle pozisyonlarda direkt vuruş kararı verilmeli. Ceza sahası içindeyse de penaltı. Bu yorum düzeltilmeli" denmeliydi.

İKİ MAÇTAN DERS ÇIKARMALIYIZ
Mustafa Çulcu, yardımcısı yaralandıktan sonra Cüneyt Çakır'ın maçı tatil etmesi gerektiğini söyledi. "Bundan sonra hiçbir hakem böyle durumlarda sahadan ayrılamaz" öngörüsünde bulundu. Benim de dahil olduğum grup ise derbi atmosferinin bu tip olayları kaldırması gerektiğini iddia ettik. Gerçekte yanılıyoruz; şiddeti savunduğumuzun farkında değiliz. Hakeme bu kararı verecek cesaretli ortamı oluşturmalıydık. Hangi maç veya hangi stat olduğuna bakmadan.
Eğer Caner'e verilen altı maçlık ceza bir duruşsa -ki ben UEFA'dan birilerinin devreye girdiğini düşünüyorum- Mete Kalkavan'ı da uzun süre dinlendirmemiz gerekiyor. Hem oyunun aktörleri başlarına ne geleceğini bilsinler hem de yönetenler cesaretleri olmadığında bir daha düdük çalamayacaklarını anlasınlar. İşin medya tarafı da dersini çıkarmalı. Daha sezon başında verilen brifingi öğrenmeyen hakem yorumcularımız var. Hepimiz onların ağzına bakıyoruz. Bizim bilmememiz ayıp ama onların işi bu. İki maçın bize verdiği dersleri çalışmazsak, içinde bulunduğumuz kaosu daha da büyütürüz. Kuralın, terbiyesizliğin veya şiddetin rengi olmaz. Atalarımız; "Eden, bulur" demişler.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA