Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BÜLENT TİMURLENK

Torrent için piyango gibi

Son 15 gündür yaşananlardan bir senaryo yazsanız izleyen, bu kadar tutarsızlık ve kötü kurgu olur mu diye televizyonu kapatır

Guardiola 2007'de Barcelona B Takımı'nın başına geldiğinde yardımcısı olarak belirlediği Torrent'i ertesi sezon A takıma geçtiğinde rakip analiz sorumlusu olarak görevlendirmişti. Pep'in 4 yıl boyunca yardımcısı Tito Vilanova'ydı. Torrent, bu dönemde rakip analiz ve scout pozisyonundaydı. Pep, Barcelona'dan ayrılıp 1 yıl New York'ta dinlendiğinde Torrent için Barcelona'da yine scoutluk pozisyonu önerildi ama İspanyol hoca o sezon Tito ile çalışmadı. Ve ertesi sezon Pep ile Bayern Münih'in yolunu tuttu. Bundesliga yıllarında ve ardından Manchester City ve Arteta 2. adamlığa gelene kadar Guardiola'nın sağ kolu Torrent'ti. Guardiola, "Benden önce de teknik adamdı. Ondan çok şey öğrendim. Beraberken de birlikte çok şey öğrendik" diye anlatıyor o günleri. Torrent elbette Guardiola gibi obsesif olarak topa sahip olmayı seven, top rakibe geçtiğinde şok presle geri almak isteyen ve ana planı 4-3-3'ün varyantlarını rakibe göre pozisyonlayan bir teknik adam. Eldeki malzemeye göre mi diziliş, dizilişe göre mi kadro sorusuna gelince, bir röportajından alıntı yapayım: "Elimde Romario ve Ronaldo gibi adamlar varsa elbette 4-3-3 oynamam. Ama sadece transferle değil bazen futbolcuları da kendi oyun planı için geliştirebilirsiniz." Domenec'i, New York City'nin başına götüren elbette ki aynı patronun kulübü olmasıydı. David Villa'nın ayrıldığı takımda başarısız olduğu da söylenemez. Flamengo ise iki taraf için de gerçekten ilginç bir tercihti. Brezilya'nın köklü kulübü, 1. adamlığı olmayan Avrupalı bir hocayı göreve getirirken Torrent de bir başka futbolun oynandığı Güney Amerika'da üstelikte KOVİD-19 vakalarının tavan yaptığı dönemde çalıştı. İspanyol futbolunda altyapılarda çalışıp 1. adam olmayı başaran elbette çok sayıda teknik adam var. Torrent "Guardiola'nın yardımcısı'' kartvizitiyle La Liga'dan teklif almazken bu duruma şöyle açıklama getiriyor: "Çok fazla gölgede kaldığınızda La Liga, Bundesliga takımlarının aklına gelmiyorsunuz.'' Torrent'i, G.Saray'ın masasına getiren futbol aklı kimdir biliyoruz da kendileri bilmiyorlarmış gibi davranıyorlar. Guardiola gibi çığır açan bir hocayla yıllar boyunca taktik konuşacak seviyede olduğundan, oyuna ait tecrübesini sorgulamak gereksiz. Taktik, oyunun çok şeyi olsa da her şeyi değil. 59 yaşına gelmiş bir hocanın G.Saray'la anlaştığı haberleri İspanyol medyasında üç gazetede 4'er satır kutu haber olarak yer aldı. Torrent için G.Saray'la anlaşmak İspanya'da piyangodan büyük ikramiyeyi kazanmak gibi bir şey. İngilizcesi zayıf olduğundan Türk yardımcısı kadar İspanyolcaya hakim tercümanın kim olacağı da önemli. Unutmayalım İtalyanca'yı çok iyi bilen ama Türkçesi zayıf bir tercümanla G.Saray, Mancini ve Prandelli gibi iki teknik adamla çalıştı. Terim dönemleri sonrasında Lucescu, Hagi ve Mancini ile çalışan G.Saray'ın, Torrent tercihi elbette şaşırtıcı ve ilginç. Son 15 gündür yaşananlardan bir senaryo yazsanız izleyen, bu kadar tutarsızlık ve kötü kurgu olur mu diye televizyonu kapatır. O televizyonu açtıracak olan tek şey Galatasaray'ın alacağı galibiyetler. Domenec Torrent işte bu yükle işbaşı yaptı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA