Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖMER ÜRÜNDÜL

Alex'i takımın üzerine çıkartan Yıldırım'dır

Alex ile ilgili eleştirilerimin odak noktası Fenerbahçe'ye transfer olduktan sonra görev yapan tüm teknik direktörlerin yönetim ve medya baskısıyla 10'a sınırsız ayrıcalık tanımalarıydı.
Alex'in futbol zekasını ve üstün yeteneklerini her zaman takdir ettim. Güzel hareketlerinden güzel gollerinden de keyif aldım. Ama bir büyük takımın fiziki direnci ve devamlılığı günümüz futboluna tamamen zıt kutup teşkil eden bir yeteneğe endeksli olmasını benim futbol mantığım asla kabul edemezdi. Aslında işin doğrusu tam tersi; yetenekler takımlara endekslidirler.
En canlı örnek Messi... Şu anda dünyanın 1 numaralı yıldızı. Barcelona'daki mükemmel ve istikrarlı performansı Barcelona'nın oturmuş dünyada benzeri olmayan pas trafiğine sahip takım oyunundan kaynaklanıyor. Messi Barcelona'daki performansını Arjantin Milli Takımı'nda gösteremiyor. Üstelik Arjantin de futbolda çok önemli bir ekole sahip, dünya futbolunda ciddi ismi olan bir milli takım olmasına rağmen.

Madalyonun öteki yüzü
Başkan Aziz Yıldırım Almanya'ya giderken havalimanında Alex'le yolları ayırmaya mecbur kaldıklarını söyledi. Eğer bir futbolcu kendisini takımın üzerinde görüp yanlış işler yaparsa faturayı kesmek gerekir dedi. Doğru söyledi, ancak madalyanın öbür yüzü de var. Alex'i takımın üzerine çıkartan 1 numaralı isim Aziz Yıldırım'dır. Aziz Yıldırım direk olarak takımına hükmeden bir başkan tipi. Alex'e olan hayranlığıyla bütün teknik adamları baskı altına aldı.
Onlara Alex'siz bir Fenerbahçe düşünemediğini hissettirdi. Buna medya baskısı da eklenince Daum da, Aragones de, Aykut Kocaman da mecburen baskı altına girdiler. İstemeseler de Alex'e sınırsız ayrıcalık tanıdılar (Zico'yu saymıyorum, çünkü o baskı görmese de Alex'ten vazgeçmezdi). İşte Aziz Yıldırım'ın bu yanlışı, mecbur kalıp da doğru karar verdiği gün kendisini Alex'i çok seven taraftar çoğunluğuyla karşı karşıya getirdi.
Fenerbahçe, Mönchengladbach ve Beşiktaş galibiyetleriyle ve bu maçlardaki yardımlaşmalı takım ruhuyla çok büyük bir kaostan alnının akıyla çıktı. Mönchengladbach geçen seneki gücünde olmasa da puan cetvelinde düşme hattının üstünde olan bir Bundesliga takımı. Pazar günü lig ikincisi Eintrach Frankfurt'u 2-0 yendiler. Bu takıma deplasmanda 4 gol atmak kolay değildi. Ayrıca Mönchengladbach yorgunluğundan sonra çok koşan Beşiktaş'ı 3 farklı yenmek de büyük başarıdır.
Fenerbahçe taraftarı artık sağduyulu düşünmeli. Alex'in dünkü basın toplantısında anlattıklarıyla bu ayrılığın takım menfaatine şart olduğu, hatta geç bile kalındığı belgelendi.

Kimsenin değinmediği
Bu son iki maçta benim geçen sene köşemde yazdığım, TRT'de dile getirdiğim ve benden başka kimsenin değinmediği bir görüşüm vardı. "Neden bütün duran topları Alex kullanıyor? Buna bütün takımlar alıştı. Bilhassa kornerlerde ve duran topları kullanacak birçok isim var: Emre, Cristian, Caner, Stoch. Değişken isimler kullansa Alex'e alışan takımlar şaşıracaktır. Aynı zamanda Alex de ceza alanı içinde arkadaşlarının kullandığı duran toplarda zekası ve pozisyon sezisiyle gol atabilir."
Değişik kriterler ve değişik varyasyonlarla kullanılan duran toplar Alex döneminde hiç gündeme gelmiyordu. Aykut Kocaman mutlaka bundan sonra çok daha rahat hareket edeceğinden üst düzeydeki teknik adam yanlışlarını en aza indirecektir. Benim kendisine bir tavsiyem var. Kapalı kutulara güvenip önemli bir yetenek olan Stoch'u harcama. Sow çok güzel bir gol attı. Ama fiziki açıdan Lille'deki görüntüsünün 4'te 1'inde. Çok önemli yetenek Krasic geçen sezonu boş geçirdi. Fiziki güç ve maç eksiği var. Bir sakatlık geçirdi, her an nüksedebilir. Bunları iyi düşünmek lazım. Ben Aykut Kocaman'ın yerinde olsaydım Stoch'u kazanmak için 3. golden hemen sonra oyuna alırdım. O ise tam tersini yaptı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA