Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖMER TAŞPINAR

ABD'nin Rusya ve İran hesabı

WASHINGTON

Obama yönetiminin Polonya ve Çek Cumhuriyeti'nde kurulması planlanan füze kalkanı projesinden vazgeçmesi Washington'da neokonlar ve realistler arasında gene ciddi bir tartışma başlattı. Tahmin edileceği üzere, Bush döneminden kalma neokonlar Obama'nın bu kararla Rusya'ya son derece gereksiz ve yanlış bir taviz verdiğini düşünüyorlar. Bu şahinlerin gözünde Moskova iflah olmaz bir düşman. Putin'in temsil ettiği zihniyet, Kafkaslar, Baltık ülkeleri, Doğu Avrupa ve de tabii ki Ukrayna ve Gürcistan üzerinde Rusya'nın 1990'lı yıllarda kaybettiği siyasi, ekonomik ve diplomatik üstünlüğünü tekrar kurmak istiyor.
Bir bakıma haklılar. NATO ve ABD'nin eski Sovyet toprakları üzerinde etkisini artırmasına karşılık olarak Putin gittikçe saldırganlaşan bir dış politika izlemeye başladı. Artan petrol ve doğalgaz fiyatları bu dış politikaya ciddi kaynak sağladı. Irak'ın işgali sonrasında Ukrayna ve Gürcistan'da baş gösteren renkli devrimler, Moskova açısından bardağı taşıran son damla oldu. Tıpkı Washington'da olduğu gibi, Moskova'da da emperyalist dürtüler tekrar baş gösterdi. Ne de olsa Rusya'nın da kendi neokonları var. Bu Rus şahinler NATO'nun doğu sınırlarının Rusya'nın bu kadar yakınına gelmiş olmasını bir türlü hazmedemiyorlar. Zaten Rusya işin özünde bu nedenle Gürcistan'a geçen yaz ciddi bir tokat atmadı mı?
Bush'un neokonlarına karşı duran Washington'daki diğer grup ise pragmatik realistler. Obama'nın dış politika ekibini zaten bunlar oluşturuyor. Realistler Bush'un her yaptığını yanlış olarak görüyorlar.
ABD'nin Irak, Afganistan, İran, İsrail, Rusya, Mısır, Suriye, Türkiye ve hatta Çin politikasında bile ciddi değişiklikler yapmak istiyorlar. Realistlere göre Obama yönetimi doğu Avrupa'daki füze kalkanı projesini rafa kaldırarak bir taşla iki kuş vuruyor. Bir yandan İran'a diplomatik diyalog konusunda ciddi olduğu mesajını yolluyor. Öte yandan, Rusya ile temiz bir sayfa açılması konusunda yeni bir adım atıyor.
Aslında Barack Obama yönetiminin Rusya ile ilişkileri düzeltmek konusunda böyle bir karar alacağı bundan 6 ay öncesinden belliydi. New York Times gazetesinin 5 Mart'ta ele geçirdiği bir mektupta Barack Obama Rusya Devlet Başkanı Medvedev'e İran konusunda yeni bir ortaklık öneriyordu: Moskova İran konusunda Washington ile beraber hareket etmeye karar verirse, doğu Avrupa'daki füze kalkanı sistemine gerek kalmayacaktı. İşler bu mektuptaki plana uygun olarak gelişti. Obama'nın füze sistemi konusunda Rusya'yı memnun eden kararı Washington-Moskova hattında İran konusunda bir pazarlık olduğunun ilk belirtisi.
Realistlere göre İran, ABD dış politikası açısından Rusya'dan çok daha ciddi bir tehdit. Bu nedenle Rusya ile İran konusunda anlaşmak gerekiyor. Rusya ile anlaşmış bir Washington İran ile nükleer dosya konusunda masaya çok daha güçlü şekilde oturacaktır. Realistlerin hesabına göre eğer İran ile diplomatik görüşmeler kötü giderse İran'a karşı ciddi ekonomik yaptırımlar gerekecek ve bu ekonomik yaptırımları uygulama kararı Rusya'nın daimi üyesi olduğu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde alınacak. Rusya daha düne kadar İran'a ekonomik yaptırımlar konusunda ABD'ye karşı direniyordu. Ama bu direniş Washington'un doğu Avrupa'da füze kalkanı projesinden vazgeçmesi sayesinde azalacak gibi gözüküyor.
İşte burada Türkiye açısından son derece kritik bir soru gündeme gelecek. Ankara, karşısında ABD, Rusya, İngiltere, Almanya ve Fransa'dan oluşan ve İran'a ekonomik yaptırımlar konusunda anlaşmış bir blok bulunca ne yapacak? Üstelik Türkiye bu dönem minderden kaçma lüksüne sahip değil. Zira BM Güvenlik Konseyi'nde oy kullanacak. Sonuç olarak zor bir dönem geliyor. Türkiye ya Batı bloku içinde hareket edecek, ya da bu sefer Çin'in arkasına sığınıp çekimser oy verecek. Bekleyip göreceğiz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA