Muhteşem bir geceydi.. Anlamıyla muhteşem.. Coşkusuyla muhteşem.. Mesajıyla muhteşem.. Müziğiyle muhteşem..
Bir duygu seline kapılıp bıraktık kendimizi.. Bazen çağıl çağıl aktık.. Bazen üzerlerinde nilüferler açmış suyun sakin ve hüzünlü güzelliği içinde yüzdük.. Bazen "Bravo" diye bağırmaktan sesimiz kısıldı, bazen gözyaşlarımızı içimize akıtmak için sessizliğe gömüldük..
"Geceler sayılmaz yaşanmadıkça" demiş ya şair.. Öyle bir gece yaşadık ki, ömre bedel..
Fazıl Say ve arkadaşlarının Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği yararına düzenledikleri geceden söz ettiğimi anladınız her halde..
Derneğin 20. yılını kutlama galasıydı aslında..
Geçiniz.. O anlam çok gerilerde kaldı o gece..
Bir Baş Kaldırı Gecesi oldu.. Bir haksızlığa, müzikle, sanatla baş kaldırı..
Türkan Saylan tekerlekli sandalyesi ile salonda göründüğü anda kıyamet koptu.. Yüzlerce insan ayağa fırladı.. Binlerce el birbirine vurmaya başladı.. Alkış.. Alkış.. Alkış.. Dinmek bilmedi dakikalarca..
Sonra Fazıl çıktı sahneye.. Gene kızıl kıyamet.. Kısa konuştu Fazıl..
"Konuşmama gerek yok.. Besteci notalara döker, tepkisini, coşkusunu, öfkesini, baş kaldırısını" dedi.. "Bach öyle yapmış.. Beethoven öyle yapmış.." dedi.. Ve oturdu piyanosunun başına..
Bir haksızlığa baş kaldırı.. Bir yanlış uygulamaya öfke böyle dile getirilir işte piyano diliyle..
Sonra arkadaşlarını almaya başladı yanına..
Hani o çıplak ayaklı Moldovalı harika kemancı Patrica Kopatçinskaya.. Bir "Odam Kireç Tutmuyor" çaldılar birlikte.. Atatürk.. 1934 Meclis açış nutkundaki mesaj bu işte.. "Anadolu'nun o çağlar boyu yaşayacak duygularını evrensel müzik kuralları içinde işleyip dünyaya ve gelecek nesillere aktarın.."
Bu nasıl bir düzenleme, bu nasıl bir keman yorumudur.. Odam kireç tutmuyor, yanaklarım da, göz yaşlarımı..
..Ve ölmez Veysel, ölümsüz Veysel, Fazıl olmuş sahnede şimdi, piyano çalıyor.. Veysel'in ruhu, Fazıl'ın notalarında dolaşıyor, Karatoprak'ta..
Fazıl'ın Deniz Baykal'a Açık Mektubu'nu hatırladınız mı?.. "Piyano ile neyden çok güzel müzik çıkar" demişti, halkın her kesimi kucaklamasını öğütlerken..
İşte piyano.. Fazıl.. İşte ney.. Burcu Karadağ.. Ve dünyayı dolaşan türkümüz.. Katibim.. Nasıl harika üflüyor Burcu..
İşte gene Atatürk 1934.. Ve gene Çağdaş Türkiye.. Bir piyano.. Fazıl.. Bir keman.. Cihat Aşkın .. Bir çello.. Çağ Erçağ ve Nihavent Longa.. Bu defa Alla Turca.. Mozart yapar da benim sanatçılarım yapmaz mı?..
Fazıl'ın Nazım Oratoryosundan bölümler, hele finaldeki harikaydı. Bariton Güvenç Dağüstün'ün Orhan Veli/ Fazıl Say "İstanbul'u dinliyorum yorumu olağanüstüydü..
Benim için gecenin sürprizi ise Tolga Salman oldu. Devlet Operası sanatçısı Tolga, Arjantin sazı Bandoneona hobi olarak başlamış.. Piazzolla'nın Libertangosunda hem düzenleme onundu, hem de Bandoneon.. Fazıl, Cihat, Çağ'la birlikte çaldılar.. Salon yıkıldı..
CNN Turk harika bir iş yaptı. Geceyi canlı yayınladı. Dilerim tekrar da eder.. Arada beni de yayına davet ettiler..
"Sahneye bakın" dedim.. "Salona bakın.. İşte Çağdaş Türkiye bu.."
Kafaları derinlere inmeye yetmeyenlerin, sadece yüzeye bakıp dümdüz konuşanların anlaması zor.. Onlar yıllar önce Ankara'da çalınan 9. Senfoni'nin daha önceki yüzlerce çalınıştan niçin farklı olduğunu da anlamamışlardı zaten. Anlamadıkları için alay etmeye kalkmışlardı hatta..
"Dim dik duracağız" dedim.. "Başımızı eğmeyecek, dimdik duracağız.. Ve korkmayacağız.. Yaratılmak istenen korku ve dehşet havasına rağmen korkmayacağız!.."
Çağdaş Türkiye, Atatürk'ün Cumhuriyeti yaşayacaktır!..