Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Utanç festivali ve iyi film!.

Sevgili Haşmet Kardeşim "Sanatın kılığı kıyafeti olmaz" başlığıyla yanıt vermiş "Utanç festivali" deyişime..
Kusura bakmasın.. Bu başlık her şeyden önce kendi yazısına yakışmamış..
"Sanatın kılığı olur"" diyen mi var, Haşo?. Sanatçının da kılığı olmaz hatta.. Adam istediği gibi giyinir, bana ne?..
Bana özel hayatımda kravat taktırabildiler mi?.
Mesele bu değil.. Mesele saygı..
Sanatın kılığı olmaz. Ama sanata saygının kılığı olur.
Kendi sanatına, yani aslında kendisine saygısı olmayan kıtipiyozları ben niye sayayım, niye onlar için özenli dil kullanayım.. Onlar önlerine çıktığı topluma özen gösteriyorlar mı?. Tam tersine "Hiçbiriniz zerre umurumda değilsiniz" diyor, ama sonra da o on para değer vermedikleri ödülü alma çelişkisine düşüyorlar.
Bu saygısız insanları yerden yere vurdum, vurmaya da devam edeceğim..
Cannes Film Festivali'nde "Dress code" var da, bizdeki ödül törenlerinde yok mu Haşo?.. O gecelerin davetiyelerini gördün, okudun mu hiç?..
Sen Cannes'a giderken, smokinleri çekeceksin, ama Türkiye'de ayni dress code'u iplemediğini gösterip, pantolon üstü gömlek, ya da kot üzeri kısa kollu tişörtle çıkıp ödül alacaksın..
O zaman bu çifte standarttır.. O zaman bu aşağılık bir davranıştır. O zaman bu aşağılık kompleksidir..
O zaman ben bu adamlara "Kendini bir halt sanan zavallılar" derim.. O zaman ben bu adamlara ödül verenleri ayıplar, o zaman ben bu çirkin gösterinin adını "Utanç festivali" koyarım..

***

Sevgili Rahşan da (Gülşan) Haber- Turk'te ayni yazımı taşlayıp "İyi film gişe yapan mıdır, Hıncal Abi" demiş..
Bu da ayni yanlış, ayni saptırma gayreti..
Bunun böyle olmadığını çocuklar bile bilir.. Benim eleştirim, halka gösterilmeyen, sinemalarda oynamayan, galası Antalya'da yapılacak filmleri yarıştırıp, ödüllendirmek..
Böyle rezillik olur mu?. Bir yığın ödül.. Gören yok, bilen yok.. O zaman bu festival popüler olur mu, ilgi çeker mi?. Tartışma yaratır mı?..
Ben nasıl derim "O daha iyi filmdi, bu daha iyi oynuyordu" diye.. Kazananı da görmedik, kaybedeni de..
Bu mudur festival?.. Hem de "Halkın Festivali.."
Festivali böyle yaptın mı, yapımcı bilir ki, ödülün yolu o entel dantel jüriyi etkilemektir. O jüriler de yıllardan beri, halkı zerre düşünmeden, hatta halkın zevkine karşı çıkarak seçim yapmayı marifet sananlardan kurulmuştur, kimsenin izlemediği, gişede sıfır, diyalogsuz, flu görüntülü, ne anlattığı bilinmez garip yapıtlara oy verirler.. O zaman yapımcı, alenen, resmen halkı boş verir ve "Festival" filmi yapar.. Jüri ile kendisi arasında kalan, halkı zerre düşünmeyen filmler..
Demek istediğim bu.. Aynen bu..
Antalya'da film festivali yapacaksan, adına halkın festivali diyeceksen, birinci şartın "Vizyona çıkmış, gösterilmiş film" olmalı..
Hatta bana kalsa bir de alt sınır koyarım.. "Asgari 100 bin kişi tarafından izlenmiş olmak" diye..
Yedinci Sanat Sinema da, tüm güzel sanatlar gibi, insan içindir, eleştirmenler, hele kendini beğenmiş, halkın beğendiğini beğenmekten utanan enteller için değil..
New York'ta mesela, 600 kişiden küçük salonlarda oynanan oyunları, Popüler Tiyatro Ödüllerinde yarıştırmazlar.
Piyasa çıkmayan film yarışmaz. Yarışmamalı.. Yarışmamalı ki, jüri garip bir karar verdiğinde, halkın tepkisinin ne olacağını bilsin. O zaman belki daha "Halkçı" seçim yapabilir..
Halkın görmediği, "Jüri filmleri" ne ödül vermek, ayıptır, utançtır..
Şimdi seninle otursak, ödüllerin hangisini tartışabiliriz?.. Görmediğimiz şeyi nasıl konuşuruz?..
Dediğim bu, Sevgili Rahşan.. Anlaştık mı?..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA