Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

"Çam Süsleme Sanatı!.."

Geçen Cuma Salomanje'de oturuyoruz, kızkardeşim Serpil'le.. Oray Eğin de yanımızda. O sırada telefonum çaldı. Ocak ortasında bir Londra yapacağız, Serpillerle.. Otelimiz belli olmuş.. Sanderson.. "Nerde acaba" dedi, Serpil.. "Regent Caddesinin oralardaymış, yani merkezde" dedim.. Oray, o sırada elinde telefon, tıklıyor.. Twitter delisi ya.. "Gene bir şeyler yazıyordur" diyordum ki, telefonu bana uzattı. Cebin ekranında Londra'nın bir bölgesinin planı.. Bir ok, bir köşeyi işaret ediyor. Okun tepesinde Sanderson Hotel yazıyor..
Yani, 10 saniye falan sürmüş, Oray'ın Londra'daki bir yerin planını telefonunda bulması..
Şimdi iletişim bu düzeye varmışken dünyada, Türk ordusunun özel yetiştirilmiş iki istihbarat subayı, ellerindeki kağıt parçasına çizilmiş bir kroki ile, her gün eskort arabaları, sirenlerle gidilip gelinen bir evi arıyorlarsa, bu ordu bitmiş demektir. İç ve dış güvenliğimizi kimlere emanet etmişiz de haberimiz yok..
Ama bu senaryo, bir tez.. Medyamızın da çok dikkate aldığı, haberlerini manşete taşıdığı, yığınla köşe yazısını yazıp, saatlerce ekranlarda tartıştığı bir tez. Bir haftadır, başka konumuz yok..
Olabilir..
Peki, bir başka tez daha ortaya atıldı gene ayni günlerde..
Her yılbaşı, her Noel tartışılan bir konu var.. Özellikle radikal Müslüman kesim yılbaşı kutlamalarına ve çam süslemelerine "İsa'nın doğumunu kutlayan bir Hıristiyan geleneğinin ülkemizde ne işi var" diye karşı çıkarlar.
Karşı taraf da "Ne yılbaşı, ne de Noel, İsa'nın doğum günü değil. Hatta "Sıfır" yılı da İsa'nın doğduğu yıl değil.. Bu aslında bir putperest geleneği.. İlk Hıristiyanlar, Roma'da kendilerini kabul ettirebilmek için pek çok pagan geleneğini Hıristiyanlaştırıp, ayni tarihlerde başka adlarla kutlamalar yaptılar. Sevgililer Günü de mesela, Aziz Valentine Günü" adıyla Hıristiyanlaştırılmış bir pagan âdetidir" der ve bu sürer gider.
Bu yıl tartışmaya dünyaca ünlü Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ da katıldı ve Noel ve Yılbaşı Kutlamalarını, Çam Süslemeleri'nin aslında bir Türklerin başlattığını ileri sürdü.
Tahmin ettiğiniz gibi, müthiş bir polemik başladı. Bu arada bazıları, tam da beklendiği gibi Atatürk düşmanlıklarını, Muazzez İlmiye Çığ'la dalga geçmek küstahlığı içinde bir kez daha sahneleme fırsatını kaçırmadılar. "Bu bir tezdir. Tartışalım" diyeceklerine..
Size tartışmaları başlatan yazıyı, Çığ Hocanın tezini sunmak isterim.

***

Hıristiyanların İsa'nın doğuşu olarak kutladığı Noel bayramı, çok eski Türklerin "Yeniden Doğuş" bayramıdır.
Türklerin, tek Tanrılı dinlere girmesinden önceki inançlarına göre, yeryüzünün tam ortasında bir akçam ağacı bulunuyor. Buna hayat ağacı diyorlar. Bu ağacı, motif olarak bizim bütün halı, kilim ve işlemelerimizde görebiliriz.
Türklerde güneş çok önemli. İnançlarına göre gecelerin kısalıp gündüzlerin uzamaya başladığı 22 Aralık'ta gece gündüzle savaşıyor. Uzun bir savaştan sonra gün geceyi yenerek zafer kazanıyor.
İşte bu güneşin zaferini, yeniden doğuşu, Türkler büyük şenliklerle akçam ağacı altında kutluyorlar. Güneşin yeniden doğuşu, bir yeni doğum olarak algılanıyor. Bayramın adı Nardugan (nar= güneş, tugan, dugan= doğan); Doğan Güneş.
"Güneşi geri verdi" diye Tanrı Ülgen'e dualar ediyorlar. "Duaları Tanrıya gitsin" diye ağacın altına hediyeler koyuyorlar, dallarına bantlar bağlayarak o yıl için dilekler diliyorlar Tanrıdan.
Bu bayram için, evler temizleniyor. Güzel giysiler giyiliyor. Ağacın etrafında şarkılar söyleyip oyunlar oynuyorlar.
Yaşlılar, büyük babalar, nineler ziyaret ediliyor, aileler bir araya gelerek birlikte yiyip içiyorlar. Yedikleri; yaş ve kuru meyveler, özel yemek ve şekerleme. Bayram, aile ve dostlar bir araya gelerek kutlanırsa ömür çoğalır, uğur gelirmiş.
Akçam ağacı yalnız Orta Asya'da yetişiyormuş. Filistin'de bu ağacı bilmezlermiş.
Bu sebeple bu olayın Türklerden Hıristiyanlara geçtiği ve bunu da Hunların Avrupa'ya gelişlerinden sonra, onlardan görerek aldıkları söyleniyor.
İsa'nın doğumu ile hiç ilgisi yok. Doğum, güneşin yeniden doğuşu!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA