Sortie, Boğaz'ın en güzel yerlerinden biri.. İstanbul'a gelen paralı yabancıları ağırlamak için bire bir.. Dünyanın her kentinde, doğal güzelliği ve manzarası olan yerler, kamu yönetimlerince desteklenir.
Kentin damgası, simgesi olur..
Bizde tam tersi.. Pasha diye yıllar önce açıldığından beri, devlet de, yerel yönetim de engellemek için elinden geleni yapıyor..
Kışın zaten kapalı.. Yazın da, nerden baksan iki ay para kazanıyor..
Son işletmeci Erol Kaynar 30 yıllık dostum.. İzinleri aldı, en arkadaki teras gibi kısmı kış bahçesi yapmak, Boğaz kenarına bir güzellik katmak için.. Sonra birden Sabah'ta kocaman bir haber.. Kaçak inşaat varmış, mühürlenmiş, falan filan..
Erol'a sordum..
"Lanet olsun" dedi.. "Konuşmak bile istemiyorum.."
Yakınlarından öğrendim ki.. Kış bahçesi için cam konacak ya. Cam nasıl konacak?.. Metal çerçeveler içine.. Biri çomak sokmuş.. Cama izin verenler, o camı tutacak çerçevelere itiraz etmişler.. "Ön görünüm bölgesi edebiyatı.."
Tamam.. Madem öyle, öyle olsun.. Ama Ön görünümdeki her yer için olsun.. Kış bahçesine itiraz edenler, gidip Sortie'ye mühür basanlar, bunun haberini yapanlar, hemen orada, 300 metre ötede, hem de denizin içinde, ön, arka, sağ, sol tüm görünüm bölgesi içinde Suada denen rezaleti görmüyorlar mı?.
Özhan Canaydın satana kadar, Galatasaray Adası idi adı.. Ünal Aysan, gönüllü, ama izinli olarak bu adayı Galatasaray'ın şanına yakışır hale getirmeyi yüklendi.
Müthiş bir plan yaptı.. Maketler ve bilgi sayar görüntüleri ile bana getirdi. Bakarken zevkten öldüm..
O malzeme ile Ankara'ya gitti.. "Bu izin Ankara'dan çıkar" diyerek..
İki yıl geçti.. İzin alamayan Ünal işi bıraktı.. "Bu ülkede güzel şey yapmak haram. Ben de kaçak çalışmam" diyerek..
Paraya sıkışan Özhan Başkan, Adayı hem ucuza, hem de uzun süreyle Reina'nın sahibine devretti.. Onun ilk işi Galatasaray adını "Suada"ya çevirmek, ikinci işi de tadilata girişmek oldu. Ünal'a verilmeyen izinler Reinacılara verildi mi, bilmem.. Ama Ada'da yığınla inşaat yapıldı. Ebadı büyütüldü... Üstler kapatıldı.
Şimdi kış.. Ada bu sıralar gene leş.. Geçenler gözlerini kapıyor, öyle leş.. Sebep.. Gene çalışmalar var.. Dört bir yandan görülüyor..
Sortie'de denizden bile görünmeyen, çerçeveleri görüp mühürleyen kafalar, Suada'ya gözlerini mi yumuyorlar?..
Ya da Sortie'ye, etraftan görünmeyecek kış bahçesi için verilmeyen izinler, her yönden görülen Suada için bol keseden ihsan mı?.
2010 Avrupa Kültür Başkenti'nin ev sahibi, İstanbul'un anahtarını elinde tutan Belediye Başkanı Kadir Topbaş, topu ona buna atmadan, soruşturma emrini bizzat verir ve sonucu bize yollatır mı, bi zahmet?..
