Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Vanlıları anlayabilmek..

Çok sade, ama çok temiz, çok özenli bir apartman dairesi.. Mustafa'nın eşi, harika demlediği çayını yudumlarken anlatıyor..
Eski evleri çok daha iyiymiş. Mahalleli dostları da.. Depremde ağır hasar görünce, önce İstanbul'a akrabalara kaçmışlar. Sonra tehlike geçince geri dönüp ev aramışlar.. Eski mahalleye yakın, eski dostlara yakın burayı bulmuşlar.. Eşyaların çoğunu nakletme imkânı da bulamamışlar daha..
Enfes tatlılar ikram etti çayın yanında, "Sizin için aldık zannetmeyin. Evde vardı zaten" diyerek..
Tipik Anadolu kadını.. Annem de öyleydi.. "Ne zahmet ettiniz" demesin diye konuklar, öncelik alıp "Evde vardı" derler, onlar..
Mustafa kahkahayı basıp Serpil'e döndü..
"El kızına bakar mısın Serpil Hanım.. Yahu insan 'Koştum sizin için aldım' der.."
Evin kızı en uçta oturuyor, odanın en sessizi o.. Ailenin delikanlı oğlu Yunus'la konuşmaya başladık..
Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde okuyormuş..
"Nasıl gidiyor" dedim..
"Zor" dedi.. "Trabzon'da Vanlı olmak zor.. Orada insana damgalı gibi bakıyorlar.. Altı ay sonra bana 'Sen ne biçim Vanlısın' dediler..
Çünkü onlar için Vanlı diye bir klişe var.. Seni kendilerinden farksız görünce yadırgıyorlar.."
Bu ülkenin en büyük derdi bu.. Sorunları bir türlü çözemiyorsak sebebi bu..
Doğuluysan, muhtemel teröristsin.. Alnında kocaman damga.. Doğu insanını dışlıyoruz. İtiyoruz.. Ondan uzak duruyor, yalnızlığa mahkum ediyoruz..
Sen inatla, ısrarla itersen, delikanlı da ittiğin yere giderse, suç kimde?.
Başından beri bu itilmişlik, bu ezilmişlik, bu yok sayılmışlık yüzünden zaten çizgi üzerinde yürüyen genci bir de dışlarsan, ona seçim hakkı bırakmazsın.. O zaman da askerin dediği kafanda patlar.. "Ben terörü ne kadar yenersem yeneyim, ki yeniyorum yıllardır, bitiremem.. Terör, onu besleyen kaynak kurutulmadıkça, bitmez.. Çözüm sosyaldir siyasaldır.."
Peki biz ne yapıyoruz, askeri önlemler dışında..
Durmadan şehit haberleri.. Nereye vardık 30 yıldır?. Nereye varacağız sonunda?.. Umudu olan var mı?.
Umut kucaklamada.. Doğu insanını kucaklamada.. Onlar bizi kucaklamaya hazır.. Onlar bize umutla, heyecanla, hevesle koşuyorlar.. Peki biz ayni sıcaklığı gösteriyor muyuz?. Kollarımızı ardına kadar açıyor muyuz?.
Mustafalar'dan çıkınca ver elini Erciş.. Sabah'ın iftarları orda.. 100 kilometre yol.. İftar saatine ancak vardık.. Bir devasa Kızılay Çadırı.. Depremin hemen ardından ilk yardım için kurulmuş. Merkez Erciş, en büyük hasar Erciş'te ya.. Kızılay Sorumlusu Süleyman Bey'le dolaşıyoruz.. Sabah/ atv gurubu, Erciş'in en ünlü restoranı Çırağan ile anlaşmış.. Onların ekibi hazırlıyor iftarı.. Bir çorba içtik, ezo gelin, olmaz böyle şey.. Patatesli parça et ve pilav da nefis.. Üste de tulumba tatlısı..
10 gün için düzenlemişiz iftarları.. Ama patron Ahmet Çalık bir gece evvel ordaydı ya.. İnsanların mutluluğunu görmüş.. "Ramazan sonuna kadar devam etsin" talimatı vermiş. Nasıl şükran dolu Ercişliler.. Hepsinin selamını getirdim patron..
Devasa çadır iki bölüm.. Bir yanı kadınlar ve çocuklar. Bir yanı erkekler.. "Kaç göç olmasın" demiş Kızılaycılar.. "Bizim Anadolu gelenekleri böyle" demiş Ercişliler. "Böyle daha rahat ederiz.."
Arada bölme yok. Herkes birbirini görüyor.. Öte yanda geçmek, aralarda dolaşmak serbest.. Ben herkesin yanına gittim.. Resimler çektirdik.. İki satır kelam ettik..
Harika bir gece geçirdik Erciş'te.. Çok yorgun, hatta bitkin, ama mutlu, ama keyifli otelimize döndük gece yarısı..
Ertesi sabah otelde enfes bir Van Kahvaltısı ve..
..Ver elini İstanbul!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA