Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Nükhet'in "Muh - te - şem" dönüşü.. Ceylan!..

Yedi yıl sonra ilk defa albüm yapmış.. Öyle diyorlar.. Aslında yıllardan beri yoktu..
Majak ve Mehmet Teomanlı Anılar ve Beni Benimle Bırak'tan beri yoktu.. Sabahattin Ali ve Ali Kocatepeli Melankoli ve Ben Gene Sana Vurgunum'dan beri hiç yoktu..
Ülkenin değil, dünyanın en güzel balad ve blues söyleyen yorumcularından biri olarak, nerdeyse tapılırken, hayatına giren erkeklerin dümen suyuna girip birbiri ardına akıl almaz yanlışlar yaparak, tüm hayranlarını yitirdiği günden beri yoktu..
Yaptığı albümler satmıyor, şarkıları dinlenmiyor, konserleri dolmuyor, iş teklifi almıyordu.. Onda, yüzde biri olmayanlar, kasalarını doldururken..
En verimli olması gereken yıllarında yoktu!..
Uzun zamandır duyuyordum.. Sezen el atmış Nükhet'e..
Bir zamanlar Türkiye'yi sarsan dörtlünün ikisiydi onlar.. Ajda, Nilüfer, Sezen, Nükhet..
Yani kıyasıya rakiptiler bir yerde..
O Sezen el atmış işte..
Kolları sıvamış.. Şarkılar yazmış.. Şarkılar bulmuş..
Yetmemiş, şarkıcı koçluğunu yapmış, stüdyoya girip..
"Ne çıkacak" diye çok merak ediyordum..
Çünkü fabrika gibi üretiyordu Sezen son yıllarda ama, ondan da eski Sezen şarkıları çıkmıyor, çıkar çık- maz dillere dolanmıyor, ezberlere girmiyor, nerde klasikleşme, pop kadar ömrü olmuyordu.
Sonunda Nükhet'in albümünü önüme koydu, Yasemin..
Yıllardan beri arayıp sormayan, kapımı geçtik, telefonumu çalmayan..
Değiştirdiği yeni telefonunun numarasını vermediği için bana da arama imkanı vermeyen Nükhet, bir zamanlar evinin anahtarına sahip olduğu, sormadan geldiği Hıncal'ı, albüm çıkarınca hatırlayıvermişti işte.. "Hıncalım.. Boss.. Seni düşünüyorum" yazıp imzalamıştı, okurken gülümsediğim..
CD'yi koydum müzik setine.. Dinlemeye başladım, "Tam zamanında" adlı, ama aslında çok geç kalmış albümü..
Beş şarkı hızla geçti.. Hoş şarkılardı hepsi.. Lezzetle dinlenen.. Ama bir şey eksikti..
Nükhet eksikti!.. Bir koro söylüyordu sanki şarkıları..
O efsane blues şarkıcısının insanın içine akan, ciğerini yakan sesini yakalayamıyordu kulaklarım..
Koro, üst üste okumuş Nükhet'ten mi oluşuyordu, başta Sezen başka dostları, vokalistleri var mıydı bilmem.. Ve şarkılarda Sezen sesi, Sezen üslubu var gibiydi hep..
Sonra altıncı şarkı başladı.. Ve ben orda büyülenip, kala kaldım..
İşte Nükhet buydu.. İşte Nükhet'in geri dönüşü buydu.. İşte o muhteşem blues şarkıcısı, gene kendine dönmüş, gene kendisi olmuştu..
Nükhet, gene Nükhet olmuştu..
Dahası..
Sezen de, Sezen olmuştu..
Ceylan, Güney Doğu'nun o bitmez tükenmez savaşında bir kahrolası patlamanın içinde kalarak 14 yaşında, hayatının baharında yok olup giden bir kız çocuğuydu.
Sezen ona "Ağıt" yazmıştı..
Blues, zaten hüzün şarkıları değil mi?.
Nükhet blues şarkıcısı değil mi?.
Nasıl yürekten okuyordu Nükhet?.. Nasıl yüreğe okuyordu..
Şarkısını bulunca, kendisi olunca, böyle oluyordu işte..
Nükhet oluyordu!..
Yeniden!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA