Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Galatasaray’ın 12 puanlık haftası!..

Lig başlarken gösterilen şampiyon adayları beşti.. Beşiktaş, Başakşehir, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor!.
Bu beş takımdan Galatasaray kazandı. Yazın bir kenara.. +3!..
Rakiplerinden Başakşehir kaybetti.. Ordan da +3!.
Öbür üç takip, Beşiktaş, Fener ve Trabzon berabere kaldılar.. Al sana üç tane de +2 Galatasaray lehine..
Toplayın hepsini..
3+3+2+2+2= 12!..
Galatasaray için 12 puanlık bir haftayı geride bıraktık yani..
Ligin daha ikinci haftasında 12 puan kazanmak güzel değil mi?.
Özet!.
Şu anda Galatasaray ligin en kârlı takımı olarak en tepede tek başına..
Rakipler açık seçik belli, kötüler ve de çok kötü yönetiliyorlar..
Peki, Galatasaray çok mu iyi?.
Medyamızın geneline bakarsan, "İyi ötesi!.." Hatta "Muhteşem.."
Tabii tabelacı medyam için yadırganacak bir durum değil, böylesine övgü..
Puan cetveline rağmen soğukkanlı eleştiren tek kalem, sıkı Galatasaraylı, hatta bu kulüpte Başkan Yardımcılığı bile yapmış, Fatih Altaylı..
"Galatasaray spor medyasının iddia ettiği gibi şahane oynamıyor. Ama sezona şanslı bir başlangıç yaptı ve hazır olmayan zayıf rakiplerle ilk iki haftanın kârlı takımı oldu. Ama şurası gerçek ki, bu takım zirveye oynama kapasitesine sahip" diyen Altaylı'ya katılıyorum..
Galatasaray'ın "Zirve" için bir eksiğini tamamlaması lazım. O eksik kadroda değil, kenarda..
Küçük takımın Büyük Hocası olarak Galatasaray'ın başına gelen İgor Tudor, Büyük Takımın Büyük Hocası değil henüz.. Takımı maça iyi hazırlıyor.. Kafasındaki oyun planı da harika.. Geçen yılların o uyuz, o mıymıntı futbolu gitmiş. Şimdi, hızlı oynayan, hızlı çıkan, ilerde oynayan ve ilerde bastıran bir Galatasaray var sahada ki, seyri de çok zevkli, sadece skoru değil.
Ne var ki antrenör Tudor, bu başarısını, Teknik Direktör olarak maç sırasında kenarda gösteremiyor.. Oyun okuması zayıf.. İkinci yarı, o ilk yarı futbolu giderek geçen yılın uyuz futboluna dönüşüyor. Skoru korumaya yöneliyor. Bazı futbolcular fena halde yoruluyorlar.. Kriz anları, kronikleşiyor.. Rakip bağıra bağıra gelmeye başlıyor.. O hâlâ seyrediyor.. Neden sonra değişikliklere başlıyor ama, ya yanlış adam sokuyor, ya yanlış adam çıkarıyor..
Bu hafta takımın en iyi üç oyuncusunu kenara aldı ki, hiç biri yorgun görünmüyorlardı, en azından kalanlarla mukayese edildiklerinde..
Peki yanında ona yardım edecek biri var mı?.
Güldürmeyin beni.. Bu camianın en sevilmeyen adamı Ayhan, ısrarla kulübede tutuluyor.. Ne ağabey vasıfları var, ne de teknik direktöre verecek fikri?. Peki niye inatla ve ısrarla orda?.. Hem de İgor'un en yardıma muhtaç olduğu bu başlangıç dönemlerinde..
Fevkalade iyi bir fikstür çeken Galatasaray ciddi değil ama biraz ciddimsi ilk maçını bu hafta Ali Sami Yen'de Sivas'la oynayacak.. Gene ilk iki maçtaki gibi bembeyaz bir ilk yarıdan sonra gri bile değil, "Kara" bir ikinci yarı oynarlarsa işler karışabilir..
Ama ikinci yarı da ilkinin devamı olursa, İgor, hele bu ikinci yarıda oyunu doğru okumaya ve doğru değişiklikler yapmaya başlayabilirse, bu şanslı fikstür avantajını iyi kullanmış olur..
Yani, Galatasaray'da işler, tekrar söylüyorum, "Küçük Takımın Büyük Hocasının, Büyük Takımın Büyük Hocası olmasına bağlı..
Yoksa, eskilerin "Takke düşer" ya da "Bir sıçrarsın çekirge.." hikayeleri konuşulmaya başlar..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA