Tereddüt etmedim, Yasin'i "Haftanın Sahtekârı" seçerken.. O haftanın değil, "Yılların Sahtekârı" çünkü..
Bir insanda bu kadar yetenek olur da, ruhu bu kadar ayıplı, vicdanı bu kadar mesleğe ve meslektaşa ihaneti kaldırır mı?.
Yasin, sahaya oynamaya, gol atma ve attırmaya değil, rakipten adam attırmaya çıkıyor..
Rakip dokunsun, ya da yanından hızlı geçsini kendini o kadar artistik yere bırakıyor ki..
Gitse gol şutu ya da asist.. Ama umurunda değil. Umurunda olan rakibi eksiltmek. On kişi bıraktırmak. Düşüyor hemen..
Hakemler genelde yutmuyor, hatta Yasin'in sahtekârlığını bildikleri için, "Yutmuş duruma düşmemek için" bazen gerçek faulleri bile çalmıyorlar.
Ama bu hafta Ümit Öztürk'e yutturdu işte.. Akhisarlı Lopes'i attırıp muradına erdi ve rakibi 10 kişiye indirip maçı Galatasaray'a çevirdi.
Sahtekârın aldığı 3 puan ne yazık ki sahte değil. Galatasaray'ı lider yaptı.
Yasin bu ayıbından dolayı ceza almaz. Ama Ümit Öztürk öyle bir dinlendirilmeli ki ibret olsun, bir daha kimse Yasin sahtekârının tuzağına düşmesin.
Vermeyin Yasin lehine faul hakemler.. Bu sahtekarın size yutturmasını önlemenin başka çaresi yok!. Çalmayın düdük.. "Devam" deyin, sahtekar düşünce.. Hatanız faulü görmemek olsun. Yutmuş olmak değil!.