Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Kıbrıs’ta bedel ödetmek

"Türkiye'nin Afrin'deki operasyonunu bir 'zafiyet' olarak değerlendiren güçler, Kıbrıs oyununu sahneye koymak için gün sayıyor.
Bunu nerden mi çıkarıyoruz?
Rum yönetiminde yeniden Nikos Anastasiadis'in Başkan seçilmesiyle yaşanan hareketlilikten!
Rum medyasına sızan haberler de işin ciddiyetini ortaya koyuyor.
Fileleftheros gazetesindeki haber çarpıcı bir bilgiyi barındırıyordu.
Gazeteye göre Birleşmiş Milletler (BM) 'Halkın referandumda izleyeceği tutumdan korkuyor ve bu amaçla baskı yapmayı planlıyor..' Bir anlamda, ortaya çıkacak planı iki halk ne olursa olsun kabul etsin isteniyor.
Ki BM ve uluslararası güçler ve en dikkat çekicisi ABD, Kıbrıs'ta bir oldubittiye getirilecek çözümü desteklemek için harekete geçmiş durumda.
Afrin operasyonunu durduramayan ABD, karşılık olarak Kıbrıs'ta bedel ödetmeye çalışacak" dedi, bir Kuzey Kıbrıslı bir önemli dostum bana..
"Manipüle haberlere hazır olmalıyız. Zorla bir birleşme olsun, Türkiye Ada'dan çıkarılsın planı devrede" diye de ekledi. O zaman "Biraz daha anlat" dedim. İşte söyledikleri..

***
KKTC'de yeni kurulan koalisyon hükümetinin "Kıbrıs konusunda konuşmayacağız" yaklaşımı dikkat çekici.
Böyle bir süreçte, Kuzey Kıbrıs ile Türkiye'nin arasını açmak için yoğun bir çaba da var.
Türkiye'nin hassas olduğu konulara, belli odaklardan bilinçli saldırılar var.
"Afrika" adındaki bir gazete, Türkiye Cumhuriyeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı kabul edilemez manşetler atmaya başladı.
Bunu neden mi yapıyorlar?
Erdoğan'ın, milli davalardaki dik duruşu "canlarını sıkıyor!"...
Kuzey Kıbrıs'ta Türkiyeli-Kıbrıslı Türk çatışması amaçlıyorlar.
Adadaki "adaletsizliği" "ayrımcılık" üzerine inşa ederek, halkları çatıştırmak istiyorlar.
Sayın Erdoğan'ın da Kıbrıs'tan usanıp "Verelim ve kurtulalım" demesini bekliyorlar.
Amaç Türkiye ile Kıbrıs arasındaki bağları tamamen koparmak!
Anastasiadis'in Crans Montana Zirvesindeki "Sıfır asker-sıfır garanti" ısrarı ve müzakerelerin bir uzlaşı sanatı olduğunu inkâr eden tutumu hâlâ akıllarda.
Rum Liderin, müzakere sürecini yokuşa sürüp çökertirken Kıbrıslı Türklere yaptığı çağrı da unutulmamalıdır..
"Kıbrıslı Türkler karar vermeli. Türkiye'nin mi yoksa Kıbrıs Devleti'nin bir parçası olacaklarını seçsinler..." Kıbrıslı Rumların niyetinin üzüm yemek olmadığı, kazan-kazan prensibine uygun bir çözümü değil Türk tarafının mağlup sayılacağı sözde bir çözümü kovaladığı çok net görünüyor.
Net ifade etmem gerekirse, "Kıbrıslı Türkler, Türkiye sevdalısı 'Türk'lerdir..." KKTC'de küçük bir azınlığın çıkardığı 'yaygara' genele şamil değildir.
Kıbrıslı Türklerin çok büyük bir çoğunluğu Türkiyesiz güvenlik endişelerinin doruğa tırmanacağından emindir.
O nedenle; Kıbrıslı Rumların "sıfır askersıfır garanti" oyununa Kıbrıslı Türkler asla izin vermeyecektir.
Son bir tespit yapmakta yarar görüyorum:
Kıbrıs'ta iki halkın ortak bir devlet kurmasını destekleyen sadece kök Kıbrıslılar olmadı.
1974 sonrasında Kıbrıs'a yerleşmiş, burayı vatan bilmiş binlerce Türkiye göçmeni insan da kazan-kazan prensibine dayalı bir çözüm yönünde Annan Planı'na oy verdi.
Sonuç elde edilemedi.
Artık, 50 yıldır denenen ama sonuç alınamayan 'çözüm planları' bir tarafa bırakılmalı.
Önümüzdeki süreç çok hassas ve çok dikkat gerektiriyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA