Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Küçük tartışmanın “Dev” finali!.


İşte tarihe not düşüren, işte ulusun hele bu günlerde en çok ihtiyaç duyduğu, hasreti, özleme cevap veren "Aile fotoğrafı".. Soldan sağa.. Kız Yıldırım.. İsmail Küçükkaya.. Bay İmamoğlu.. Bayan İmamoğlu.. Bayan Yıldırım.. Bay Yıldırım.. Oğul İmamoğlu.. Kardeşlerin bir araya gelemez olduğu günümüzde ve ülkemizde bu fotoğrafın anlamını ve mesajını herkes doya doya içine sindirmeli..

Eğer sonunda, sayfamın tam tepesinde gördüğünüz bu "aile fotoğrafı" çekilmeseydi, Türkiye'nin 19 yıldan beri hasret kaldığı ve hepimizin günlerden beri her türlü programını ayarlayıp, "canlı yayınlayan" bilmem kaç kanaldan birinin karşısına geçtiği tartışma için "Dağ fare doğurdu" başlığını atmaya karar vermiştim, yayının nerdeyse dörtte üçü geçerken..
Çünkü, sevgili kardeşim, aile dostumuz İsmail Küçükkaya, beni hiç ama hiç tatmin etmeyen bir yönetimle başladı.. Dün Yavuz da (Donat) yazdı.
Programın ilk yarısı, tamamen ziyan edildi.
Bizim 90A sunucusu Serkan Korkmaz müdürüm de dahil, pek çok sunucu, konuşmacılara gaz vermek, gerginlik yaratmak, nerdeyse kavga çıkartmak meraklısıdırlar. Öfkeyi patlatır, konuşmacılar dil kontrolünü kaybettirdiler mi, sosyal medya ile reyting de patlar çünkü..
İsmail'in böyle bir amacının olması mümkün değil. Çünkü bütün Türkiye'nin zaten ekran başında olduğunu biliyor.
O zaman, ilk yarının tamamını kaplayan, cevabını dağdaki çobanın bile bin defa dinleyip ezber bildiği soruları sormanın alemi ne?.
31 Mart seçimleri, sonuçları ve yenilenmesi konusunda, güneşin altında söylenmedik laf kaldı mı?. İlk yarıyı şişiren ve balona çeviren o konuşmalar içinde "yeni" olan tek kelime var mıydı İsmail, seyircilere "Vay be, demek böyleymiş" dedirten..
Olmayacağını bilecek kadar deneyimli bir televizyon gazetecisi, seni iyi tanır, kefil de olurum.. O zaman o soruları, Binali ve Ekrem Beyleri germekten başka hiçbir işe yaramayacak o soruları neden sordun?.
Keşke, program başlarken, hani tartışma sürecini anlattın ya, orda soruları nasıl hazırladığını da özetleseydin.. Amacını da..
Benim bile aklımdan, "Cumhur ve Millet ittifakları tarafından 'Karşı tarafa mutlak sorulsun' diye empoze mi ettiler bu 31 Mart süreci sorularını" düşüncesi geçti.
Sahi, nasıl hazırladın o soruları İsmail?. Amacın, düşüncen neydi?.
31 Mart sürecinde olan olmuş, biten bitmiş, söylenecek her şey söylenmiş, millet topu topu bir hafta sonra yapılacak seçime bağlanmışken, lafı en başa alman nedendi İsmail?. Neden?.
Sen 23 Haziran seçimlerine nihayet gelebildiğinde, ertesi gün işe gidecekler ekran başından çekilip yatmışlardı bile.. Zaten anlatmaya vakit de kalmamıştı. Anlatamadılar zaten. Hatta özetlemeye bile vakitleri kalmadı.
Boş laflar yüzünden, ben dahil pek çok insan, gecenin dev finalini simgeleyen o muhteşem aile fotoğrafını, tüm ulusun yıllardan beri özlemini çektiği sahneyi göremeden uyuduk.. Ben de İsmail, ben de..
Sabah gazetemi aldım, bizde de yoktu o poster olacak fotoğraf. Bilgisayarıma girdim işe gelince, saat onda.. Orda buldum ve sayfama aldım.
Eylemler ne kadar farklı olursa olsun, kampanyalarda, tartışmalarda ne kadar karşı karşıya gelinse, ne kadar kırıcı laf edilirse edilsin (ki o gece de edildi) bu ülke ve bu ülke insanlarına "Bir, beraber olma mesajı" veren "Ezeli rekabet ama ebedi dostluk" simgesi olan o fotoğraf çok çok muhteşem değil mi?.
O tek kare resim, bin lafa, ciltler dolusu kitaba bedel bir anı kaydetti ve tarihe not düşürdü. Milletin gönlüne sevinç ve mutluluk düşürdüğü gibi..
Binali ve Ekrem Beyler de ilk yarıdaki gereksiz ve yersiz tartışma ile gerdikleri ortamı, ikinci yarıda, karşılıklı şakalar, gülüşmeler ve olumlu konuşmalarla yumuşatarak o fotoğrafa zemin hazırlamışlardı zaten.
Ekrem İmamoğlu'nun "Bu program sonunda, Binali Bey'le, eşlerimizi de yanımıza alarak bir fotoğraf çektirmemizi istiyorum" dileğine, anında olumlu yanıt veren, Yıldırım az sonra takıldı. "Kızım da burda. Onu çağırmadık diye alınmış.."
İmamoğlu "Benim de oğlum burda. Hep beraber oluruz, daha iyi" dedi.
Çekimin yayından sonra yapılmasına karar verildi. Binali Bey, "Ben de İmamoğlu'nu çaya davet ediyorum" dedi..
Bu nasıl bir güzellik, ulusun hasret kaldığı "Siyaset ayrı, dostluk ayrı. Tartışma biter, dostluk kalır" mesajını her ama herkese "Siz de bizim gibi kucaklaşın" diyerek, göstererek, yaparak, uygulayarak ne harika vermektir.
Teşekkürler Binali Bey ve Yıldırım ailesi.. Teşekkürler Ekrem Bey ve İmamoğlu Ailesi..
Teşekkürler, İsmail Küçükkaya kardeşim!.

***
Not: İzmir'deki dostlar çok şikayet ettiler. İnternetten Sabah'ı okuyanlar, sayfama zaten çok ender, ama yazı gereği zorunlu olarak, altını çizerek koyduğum ve yazının içinde "Resme bakın lütfen" dediğim fotoğrafları bile göremiyorlarmış. sabah. com.tr bu resmi de unutmaz, dilerim. hu.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA