Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Ekrem İmamoğlu’na bir daha ithaf!.

Süleyman Soylu, İçişleri Bakanımız..
Bu ülkede trafik ondan sorulur. 1 numaralı sorumlu.
Ekrem İmamoğlu, Büyükşehir Belediye Başkanımız.. Seçilirken "Her şey çok güzel olacak" demişti. "Düzeltme" sözü verdiği ilk şey de "İstanbul Trafiği" idi..
İki hafta evvel, 22 Ağustos Perşembe günü, Ekrem İmamoğlu'na doğrudan hitap ederek bir resim yayınlamıştım, bu sayfada.
Şu anda sayfamda gördüğünüz resmin tıpkısının aynisi..
Park yapılmaz levhası.. Levhanın hemen altında bir kocaman yazı..
"Bu güzergahta mobil EDS ile denetim yapılmaktadır." Ve Elektronik Denetim Sistemi ile 24 saat devamlı kontrol edilen çok önemli bir arterde park etmiş bekleyen servis aracı. Geçen haftakinin farkı üzerinde "Okul Taşıtı" yazmasıydı.
Okullar kapalıyken çalışan Okul (!) Taşıtı.
Bu fotoğraf, her salı 90a çekimleri için gittiğim atv'nin garaj kapısının tam karşısında çekilmişti.
Yani o Okul Taşıtı, oraya atv çalışanları için park etmişti.
Girdiğimde saat 15.00'ti.
Çıkarken 17.00 olmuş ve EDS ile izlenecek kadar kritik o arter, sırayla park etmiş servis araçları yüzünden tek şeride inmiş ve tıkanmıştı.
Onu yazmıştım resmin yanına ve "Her şey güzel olacak. En başta da Trafik" diyen İmamoğlu'na demiştim ki..
"Bay İmamoğlu!. Sayın Başkan..
Ordan, "Devlet yok" diye ilan eden Park Yasağı tabelasını ve EDS'yi gülünç hale düşüren uyarıyı kaldırsan, o şeridi boydan boya İsPark'a tahsis etsen, hiç değilse belediye para kazanır, hiç değilse devlet küçük düşmez, hiç değilse Dördüncü Palavra (Öyle bir güç yok çünkü) da alay konusu olmaz..
Gücün yeter mi, atv'nin servislerini o kritik yoldan kaldırmaya.. Yeter mi onlara 'Aşağıda kat kat oto parkınız var, orda beklesinler' demeye..
Yetmezse, ne konuş ne bizi heveslendir!.
Bu kentin trafiğini sen de düzeltemezsin, İmamoğlu!." Beylikdüzü Belediye Başkanı iken yakın dostum, fırsat oldukça buluşup uzun sohbetler ettiğimiz Ekrem İmamoğlu, bu yazının üzerine hiç ama hiç bir şey yapmadı. Beni daha evvel çok aradığı cep telefonunu bile kullanıp, iki laf etmedi..
Tısss!.
Nasıl tıss!. Koskoca Basın Bürosu var, Büyükşehir'in.. Onlardan da "Çıt" çıkmadı..
Hangisine çıkıyor ki zaten..
İstanbul'u perişan eden esrarengiz Afrika sineği üzerine gene doğrudan İmamoğlu'na hitap eden kaç yazı yazdım..
Ne ondan ses var, ne Basın Bürosu'ndan..
Benim vergilerimle maaş alan adamlar boş oturuyor..
Gene benim vergilerimle maaş alan İmamoğlu "Boş oturuyorlar" diye yüzlerce belediye işçisini kovarken, bomboş oturan Basın Bürosu'na dönüp bakmıyor bile..
Neyse.. O ayrı..
Ekrem İmamoğlu'nun, hem de köprü çıkış arteri caddeyi tıkayan atv servislerini yoldan kaldırıp garaja sokmaya gücü yetmedi.
Cevap yok.. Ama görüyorsunuz eylem de yok..
Ayni levhalar.. Ayni devleti hiçe sayan "Bu kentte yerel de, genel de devlet yok" diye bas bas bağıran servisler..
Yani "Her şey güzel" olmuyor, eskisinden de "B.k" oluyor. Çünkü eskiden hiç değilse "Umut" vardı.
İmamoğlu Başkan o umudu da yok ettin!.

***
Bana ve kendisine ithaf ettiğim resme aldırış bile etmeyen, aslında etmeye gücü yetmeyen İmamoğlu, güya çalıştığını göstermek için bir açıklama yaptı.
"İspark niye zarar ediyor" diye..
Efendim İstanbul'da 60 bin araçta İspark'ı bedava ve indirimli kullanma kartı varmış. ("Eski Belediye eşe dosta bol keseden bu kartları dağıtmış" demeye getiriyor.) Talimat vermiş bu kartları düzenleyeceklermiş.
Efendim, İspark ücretlerinin nakit ödenmesi sistemini de kaldıracaklarmış.
Orda kaçak varmış. (Yani "İspark görevlisi, nakit parayı cebine atıyor" demeye getiriyor.) Ödemeler kredi kartı ile yapılacakmış artık. Böylece 18 milyon lira zarar eden İspark kâra geçecekmiş..
İyi başkan, iyi.. Geçsin de gücün sadece eski belediyeyi karalayan yerlere mi yetiyor?.
Soruyorum.. Lütfen o sırt üstü yatan basın bürona emir ver cevaplasınlar.
1- İstanbul'da kaç servis aracı var?.
2- Bunların kaçı okul, kaçı iş yeri servisi?.
3- Okul Taşıtı yazan araçlar başka işlerde kullanılabilir mi?.
4- Bu araçların tümü, 24 saat İstanbul sokaklarında park ediyor, öğleden sonra 14.00'ten itibaren de, hem de Büyükdere Caddesi gibi anaarterlerde saatlerce hem de duble park edip, İstanbul'u kilitliyorlar. Bir öğleden sonranı bana ayır da, göstereyim mi?. Vaktin yok tabii.. Tatile, Diyarbakır'a gitmelere vaktin var da İstanbul'a yoktur, alıştık. Şimdi İstanbul'un kamuya, yani bize ait yollarını her gün ortalama 16 saat park için kullanan bu araçlar park parası ödüyorlar mı?. Baş patronlarını milyarder eden, çalışmaya başladıkları anda, her türlü trafik kuralını hiçe sayarak, İstanbul'un trafik çıkmazında baş rolü oynayan bu servis araçlarından park ücreti alırsan, İspark'ın o 18 milyon zararı, milyonla kâra dönüşmez mi?.
Cevabını, eğer verirsen, verebilirsen bu köşede aynen yayınlayacağım, İmamoğlu dostum..
Beklemiyorum açıkçası ama yanılt beni. Yanıltırsan, eski Ekrem İmamoğlu'nun "E"si olursan mutlu olurum..
Unutma!. Ben hâlâ dostunum.
Benim dostluğum sanıldığı gibi "Yalakalık etmek" değildir. Ben acı söyleyen dostum ve olduğum yerde duruyorum. Sen Beylikdüzü Başkanıyken olduğum yerde..
Peki sen nerdesin?.
***
Salı, atv önündeki yolumuzu tıkayan servis araçları yüzünden, 100 metreyi 100 saatte geçebildikten sonra, evimin bulunduğu Tepecik Yolu'na girdim.
Bu yol, TEM'e çıkan arterdir.
Özellikle de sağdan girişli pek çok kavşağı vardır. Bu kavşaklarda hemen her gün kaza olur. Çünkü Tepecik Yolu'na bağlanan sokağın başındaki "Dur" levhasına kimse aldırmaz, dalar caddeye.. Tepecik Yolu'nda gidenler de Tabakhane'ye yetiştikleri için basarlar gaza..
O zaman al sana kaza..
Ercan da, Caner de sıkı sıkıya tembihlidir, bu "Kaza Yolu"nda.. Meskun Mahal yasal hızı 50 ile giderler mutlak ve kavşaklara girerken yavaşlarlar..
Gene öyle gidiyoruz. Arkamızda bir servis aracı durmadan korna çalıyor.. Korna çalıyor, İmamoğlu Başkan.. Hani sen "Her şey çok güzel olacak" derken, baş mücadelenin "Trafik gürültüsü" olacağını söylemiş, "Korna çalanları pişman edeceğim" demiştin ya.. Servis seni iplemiyor başkan..
Meskun Mahalde, beni yasa dışı hıza zorlamak için durmadan korna çalıyor, herifi na şerif.. "Devlet benim.
Yol benim" diyen Küstah!.
Tam 100 metre korna çalarak arkamızdan geldi.
Plakası 34 BDN 764!. Üzerinde yazan şirket adı da Altur!.
Yani bizim Abdürrahim'in, Falcao'yu kapıp getiren bir başka sevgili dostum Abdürrahim Albayrak'ın şirketinin aracı yani..
Bu bir vatandaş, gazeteci şikayeti değil İmamoğlu Başkan. Ben ayni zamanda devletin bana verdiği yetki ile Fahri Trafik Müfettişi'yim. Yani bu yazı yasal dilekçe..
İhbar!.
Hadi, görelim bakalım, sembolik de olsa, buna ne yapacaksın?.
Her şey değil, Başkan "Azıcık bir şey"i güzel yap da görelim.
Yanılt beni, ne olur!.
***
Trafiğin, bir de "Genel Yönetim"le ilgili yanı var. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yeni yayınladığı genelge ışığında ona da dokunacağız.
Yarın!.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA