Fenerbahçe yüksek tempolu, stresli, rakibi kendi alanına hapseden ve pozisyon zenginliği sağladığı bir ilk yarı sergiledi. Takımdaki kazanma arzusu daha ilk dakikalarda kendini belli ediyordu. Maça hırslı başlayan Bienvenu erken bir golle takıma skor avantajı getirdi. Yalnız bu gol ofsayttı. Çünkü ofsayttaki Özer k a l e - cinin tam önünde ve yakınındaydı, kalecinin görüş alanını kapatıyordu. Dolayısıyla da oyuna müdahalesi oluyordu. Bu golün ardından sahanın bütününü kullanarak üretken bir Fenerbahçe gündemdeydi. Bienvenu hareketli yer değiştirmelelerle arkadaşlarına ofansif ortam hazırlıyordu. Gökhan Gönül hücuma destek verdi. O yüzden Caner daha kontrollü hareket ediyordu. İkinci gol hazırlanmış bir pozisyondan değil, Stoch'un alışılmış, bitirici güzel şutlarından biriyle geldi.
İkinci yarıya Fenerbahçe iş bitmiş, herşeyi garantilemiş havasıyla başladı. Mersin de ligin ilk yarısındaki kimliğiyle ayağa bol pas yaparak Fenerbahçe'nin üstüne gitmeye başladı. Çok net bir gol kaçırdılar. Ardından da geliyorum diyen gol geldi. Bir süre daha Fenerbahçe'deki şok devam etti. Sonra işin ciddiyetini anlayıp tekrar takım olarak hareketlendiler. Ama Mersin de mücadeleyi bırakmıyordu. Bütün riskleri alan rakip karşısında aslında Bienvenu'dan bir geniş alan girişimi gerekiyordu. Ama o da eski pasif kimliğine bürününce olmadı. Kaleci Volkan çok önemli bir kurtarışla beraberlik golünü önledi.

GÖKHAN HATA YAPTI
Gökhan Gönül profesyonelliğin gereğini yapmıyor. Adalesinde geçen maçtan problem olan bir futbolcu bu kadar kendisini zorlamamalı. Mersin idmanyurdu ligin ikinci yarısında inanılmaz bir düşüşe girdi. Nurullah Sağlam'ın, Nobre yokken Nduka'sız başlaması bana göre hataydı. İleriyi zorlayacak bir forveti olmayınca ilk yarıda yoğun baskı altında kaldılar.