Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÜLEYMAN YAŞAR

Türkiye ekonomisi niye hızla toparlandı?

Türkiye'de şirketler, iç ve dış şoklarda hızla küçülüyor, şokların etkisi geçtiğinde de gene aynı hızla büyüyor. Böylece Türkiye ekonomisi şokların ardından çabucak toparlanabiliyor.
Geçen yılın ilk dokuz ayında yüzde 8.3 daralan Türkiye ekonomisinin, bu yılın ilk dokuz ayında yüzde 8.9 büyümesi küçük şirketlerin hızla toparlandığının bir göstergesi oluyor.
Peki Türkiye ekonomisine bu dinamiği sağlayan şirketlerin boyutu ne? Bu şirketlerin yıllık ciroları 25 milyon lirayı, çalıştırdığı eleman sayısı ise 250 kişiyi geçmiyor. Böyle şirketlere, küçük ve orta ölçekli şirket yani KOBİ deniliyor.
KOSGEB Başkanı Mustafa Kaplan'ın, önceki gün benim de katıldığım Kayseri'deki toplantıda yaptığı açıklamaya göre, Türkiye'de 48 bin 500 ihracatçı şirketin 47 bini KOBİ... İhracatın yaklaşık yarısından fazlasını KOBİ'ler yapıyor. Büyük dış ticaret şirketlerine ihraç mallarını verenler işte bu küçük şirketler.
Gelelim bir KOBİ merkezi olan Kayseri'ye...
Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'nin verdiği bilgiye göre, Kayseri Organize Sanayi Bölgesi'nde bin küçük şirket var. Kayseri serbest bölgesinde de 40 şirket çalışıyor. Belediye Başkanı, Kayserililerin daha önce "alayım satayım" zihniyetiyle sadece ticaret yaptıklarını ama son sekiz yıldır yaratılan güven ortamıyla yoğun biçimde ticaretten üretime geçtiklerini söylüyor. Hatta Kayseri'de artık firmaların yüksek teknolojili ürünler üzerine yoğunlaştığına dikkat çekiyor.
Kısacası Kayseri bir yandan da turizm ekonomisine yöneliyor. Erciyes Dağı'na 176 kilometrelik kayak pisti yapılmaya başlanmış bile. Kayak turizminde Avusturya örnek alınıyor. Pistler tamamlandığında kayak turizminden elde edilecek yıllık hasılatın 8 milyar euro olacağı tahmin ediliyor.
Anlayacağınız Anadolu'da işler değişiyor. Tabii bununla birlikte hayat da dönüşüyor. Muhafazakâr diye bilinen Kayseri Belediye Başkanı, Avusturya'nın bir örneğini, beş yıldızlı otelleriyle ve en uzun kayak pistleriyle Kayseri'de kuruyor.
Peki bütün bunları niye anlattık?
Son dönemde, "küçük şirketlerden oluşan Anadolu sermayesiyle, uzun yıllardır devlet desteğiyle şişmanlamış İstanbul sermayesi arasında fark yok, ikisi de sermayedir" diyenler ortaya çıkmaya başladı. Anayasa referandumunda yüzde 58 evet oyu çıkınca, daha önce "bayi" olarak görülen Anadolu sermayesi, birdenbire İstanbul sermayesinin sözcülerinin gözünde "sermaye" oluverdi. Oysa durum çok farklı. Anadolu sermayesi ile İstanbul sermayesi birbirine hiç benzemiyor.
Anadolu'nun zayıf ve çevik kaplanları olarak bilinen KOBİ'lerin talepleriyle, İstanbul'un devlet rantlarından beslenen şişman ve hantal kedilerinin talepleri arasında uçurum var. Anadolu şirketleri devletten yardım istemiyor "devlet bizi engellemesin yeter" diyor. Kamu bütçesini tasarlayan, İstanbul'un şişman kedilerine bol mama dağıtan IMF'yi, halkın seçtiği hükümetlerin yerine oturtmuyorlar. Onlar, rekabet ortamında çalışmak istiyor; askeri vesayete ve yargı vesayetine karşı çıkıyor.
İşte bu talepleri dile getirip, var gücüyle çalışan ve rekabet eden Anadolu sermayesi sayesinde Türkiye ekonomisi, şokların ardından hızla toparlanabiliyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA