Sonunda başardılar ve Türkiye'nin en prestijli film festivali olarak gösterilen Antalya Altın Portakal'ını da bitirdiler. Festival film festivali olmaktan çıktı, ahbapların, çavuşların birbirini ağırladığı, birbirinin sırtını sıvazladığı şova dönüştü resmen. Sanki koca memlekette söylediği şarkılarla dinleyenleri mest edecek adam yok! Kurumuş kökü sanki şarkıcılarımızın!
Çıkardılar açılışta sahneye Ömür Gedik'i ve rezil ettiler geceyi. Hani tek bir şarkı söyleyip kenara çekilse kimse atarlanmayacak kendisine. Ama be kardeşim tam 16 şarkı! 16 şarkı! Yahu okul müsameresinde bile yapmazlar böyle bir kötülüğü izleyenlere. Siz nasıl yaparsınız?
Hayatında kalabalıklara bir kez olsun konser vermemiş, müzik yeteneği sıfır bir insana Türkiye'nin en prestijli film festivalinin gecesini nasıl emanet edersiniz?
Yakıştı mı Altın Portakal markasına sırf, "Aman gönlü olsun. Yazıp çizip de festivalimize halel getirmesin" diye Ömür Gedik'e yaptığınız bu kıyak? Ne güzel söylemiş tiyatro sanatçısı Nilgün Bedük, "Sanatta torpil olmaz!" diyerek. Ne doğru laf etmiş! Aman şimdi kalkıp bana; "Torpil falan yok! Ömür aldığı parayı cebine atmadı ki! HACİKO'ya, hayvanları çaresizlikten ve ilgisizlikten koruma derneğine bağışladı!" falan demeye kalkmayın! HACİKO kimin? Ömür'ün değil mi? Ömür'ün kurucusu olduğu dernek değil mi? İlla hayvanlara ilgi gösterecektiniz; Ömür rica etti diye başka bir yol bulsaydınız! Şarkıları sevgilisi Ferhat Göçer söyleseydi hiç değilse! Ya da, "Valla HACİKO'ya para vermezsek Ömür ömrümüzü yiyecek şarkılarıyla" deyip bize haber salsaydınız. Toplardık kendi aramızda üç beş kuruş. Niye göz göre göre festivalin açılış gecesini mundar ettiniz? Niye böyle bir komediye imza attınız?