Eskiden televizyonlar 'yaz uykusuna' yatardı.
Şimdi öyle mi? Bakmayın isimlerinin 'yaz dizisi' olduğuna, eni konu ağır toplar ekranda. Yeni yarışmalar, ilginç şov programları birkaçı dışında hız kesmeden devam ediyor. Televizyonun yaz bereketine sevinmeli mi, yoksa üzülmeli mi bilemiyorum.
Zira sektör, yaz ekranına bunca asıldığına göre, millet iyice alternatifsiz kalmış, 35 derece sıcakta bile ekrana yapışmış demektir!
Yaz dizileri ekrana döküleli üç hafta oluyor ama bana göre asıl rekabet bu hafta başladı.
Niye mi?
Reytingleri adeta 'ablukaya' alan Survivor All Star bitti de ondan. Nicedir milletin gözü prime time'da Survivor All Star'dan başkasını görmüyordu. Bu nedenle bazı nitelikli yaz dizilerinin ilk bölümleri Survivor'a kurban gitmişti. Taşlar asıl şimdi yerine oturacak.
Kiralık Aşk, Güneşin Kızları, Kırgın Çiçekler, Yaz'ın Öyküsü ve Küçük Tatlı Yalancılar yarışa iyi başladı. Ama dedim ya, 'Survivor etkisinin' geçmesini beklemek gerek.
Bu hengame içinde gözüm ekranda 'farklı' bir yaz dizisi ararken, Star'da yeni başlayan Küçük Tatlı Yalancılar'a takıldım. Uyarlama olması bana göre bir yapımın değerini düşürmüyor.
Bir yabancı diziyi sadece 'Türkçeleştirmekle' yetinenler iş yapmıyor ama eğer 'Türkiyelileştirmeyi' başarırsanız, işte o zaman yolunuz açık. Küçük Tatlı Yalancılar bunu iyi becermiş.
İşin içine bir de 'seyircinin keşfine açık' genç oyuncuların başarılı performansı eklenince, bizde örneği çok az bulunan gerilim/aşk türünde keyifli bir iş çıkmış.
Özellikle Büşra Develi adlı oyuncunun yanına uğurlu tik'imi koymakta hiç tereddüt etmedim.