Ben bu yarışmayı çok seviyorum, yani atv'nin 'Kim Milyoner Olmak İster?'ini...
Çünkü bizi ülkemizin güzel insanlarıyla tanıştırıyor, çünkü sadece sorular sorup yartıştırmıyor; kalplerimize dokunuyor, unuttuklarımızı fark etmemizi sağlıyor, umut aşılıyor, tanımadığımız kişiler adına heyecanlanmamıza neden oluyor, insanlık dersleri veriyor. Cumartesi akşamı evde oturmuş, yine yarışmayı izliyorum.
İzmir'den gelen 50 yaşındaki Mehmet Can Güney'e sıra geliyor. Hayali karavan alıp Türkiye'yi gezmek ve belki de hayatının aşkıyla tanışıp beraber bir yaşam kurmak olan Güney'in hikayesi, cami avlusunda bulunmasıyla başlıyor. Sonra İzmir'de kimsesiz bir halde yurtlarda büyüyor.
İlköğretim okullarında, liselerde devlet memuru olarak çalışıyor. Şöyle derken gözleri doluyor: "İnsanları çok seviyorum, çocukları çok seviyorum. Ailesiz, kardeşsiz büyümenin ne demek olduğunu biz çok iyi biliriz.
Kimsesiz büyüdüm ama bir sürü yeğenim, kardeşim, ailem oldu. Yetiştirme yurtlarındaki çocukların sevgiye ihtiyaçları var." Tabii biz izleyenlerin de...
Sonra soruların arasında atv'ye teşekkür etmek istiyor.
Yarışma için İstanbul'a geldiğinde, hayatında ilk defa bir otelde kaldığını şu sözlerle anlatıyor:
"Otelde karşılandığımda, odaya girdiğimde kendimi özel hissettim.
Bunu sağlayan atv'ye çok teşekkür ediyorum. Otelde yatağa yatmaya dahi kıyamadım.
Öyle güzel bir otelde hiç kalmamıştım. İnşallah herkese nasip olur, herkesin hayatı inşallah çok güzel olur." Ve ben ekran karşısında ağlamaya başlıyorum... Yanlış anlaşılmasın; insanların nasıl yaşadığını bilmediğimden, hayatın gerçeklerinden uzak uzayda ikamet ettiğimden değil. Güzel bir insanın, sadece bir yarışmaya katılarak nasıl mutlu olabildiğini gördüğüm ve sevincine, yaşadığı tüm zorluklara rağmen herkes için en iyisini dileyişine şahit olduğum için...
Teşekkürler 'Kim Milyoner Olmak İster?' ekibi, hiç aklımızdan çıkarmamamız gerekenleri hatırlattığınız için...
Ha bu arada, Mehmet Can Güney 60 bin TL kazandı. Umarım hayalindeki karavanı alıp yollara düşebilir.